Sunday, July 18, 2010

Battal Gazi'nin Oglunun Intikami – The Revenge of Battal Ghazi's Son

Battal Gazi'nin Oglunun Intikami – The Revenge of Battal Ghazi’s Son


Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı: Murat Sertoğlu. Tarihi Roman. 1972 basımı. “1970′li yıllarda efsane olmuş, seri hâlinde filmleri yapılmış olan Battal Gazi dizisinin üçüncü kitabı Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı’nda Murat Sertoğlu, daha çok Bizans entrikalarına vurgu yaparak Türklerdeki kahramanlık ve arkadaşlığa verilen önem gibi nitelikleri yüceltiyor. Fedon’un kimliğinde Bizans entrikaları, Battal Gazi’nin oğlu Ali [Bizans’ta bilinen adıyla Aris] kimliğinde ise Türk yiğitliği simgeleşiyor. İnanıyoruz ki Türk sinema tarihinin bir dönemine damgasını vurmuş olan Battal Gazi serisi, Murat Sertoğlu’nun tatlı anlatımıyla edebiyattaki yerini ve önemini de her daim koruyacak, gelecek kuşaklara aktarılmaya devam edecektir”. [Tanıtım Yazısından]. [Kitap Fikri Orhan’ın, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].

Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı: Murat Sertoğlu. Tarihi Roman. 1972 basımı. “1970′li yıllarda efsane olmuş, seri hâlinde filmleri yapılmış olan Battal Gazi dizisinin üçüncü kitabı Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı’nda Murat Sertoğlu, daha çok Bizans entrikalarına vurgu yaparak Türklerdeki kahramanlık ve arkadaşlığa verilen önem gibi nitelikleri yüceltiyor. Fedon’un kimliğinde Bizans entrikaları, Battal Gazi’nin oğlu Ali [Bizans’ta bilinen adıyla Aris] kimliğinde ise Türk yiğitliği simgeleşiyor. İnanıyoruz ki Türk sinema tarihinin bir dönemine damgasını vurmuş olan Battal Gazi serisi, Murat Sertoğlu’nun tatlı anlatımıyla edebiyattaki yerini ve önemini de her daim koruyacak, gelecek kuşaklara aktarılmaya devam edecektir”. [Tanıtım Yazısından]. [Kitap Fikri Orhan’ın, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].



Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı: Murat Sertoğlu. Tarihi Roman. 1972 basımı. “1970′li yıllarda efsane olmuş, seri hâlinde filmleri yapılmış olan Battal Gazi dizisinin üçüncü kitabı Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı’nda Murat Sertoğlu, daha çok Bizans entrikalarına vurgu yaparak Türklerdeki kahramanlık ve arkadaşlığa verilen önem gibi nitelikleri yüceltiyor. Fedon’un kimliğinde Bizans entrikaları, Battal Gazi’nin oğlu Ali [Bizans’ta bilinen adıyla Aris] kimliğinde ise Türk yiğitliği simgeleşiyor. İnanıyoruz ki Türk sinema tarihinin bir dönemine damgasını vurmuş olan Battal Gazi serisi, Murat Sertoğlu’nun tatlı anlatımıyla edebiyattaki yerini ve önemini de her daim koruyacak, gelecek kuşaklara aktarılmaya devam edecektir”. [Tanıtım Yazısından]. [Kitap Fikri Orhan’ın, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].

Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı: Murat Sertoğlu. Tarihi Roman. 1972 basımı. “1970′li yıllarda efsane olmuş, seri hâlinde filmleri yapılmış olan Battal Gazi dizisinin üçüncü kitabı Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı’nda Murat Sertoğlu, daha çok Bizans entrikalarına vurgu yaparak Türklerdeki kahramanlık ve arkadaşlığa verilen önem gibi nitelikleri yüceltiyor. Fedon’un kimliğinde Bizans entrikaları, Battal Gazi’nin oğlu Ali [Bizans’ta bilinen adıyla Aris] kimliğinde ise Türk yiğitliği simgeleşiyor. İnanıyoruz ki Türk sinema tarihinin bir dönemine damgasını vurmuş olan Battal Gazi serisi, Murat Sertoğlu’nun tatlı anlatımıyla edebiyattaki yerini ve önemini de her daim koruyacak, gelecek kuşaklara aktarılmaya devam edecektir”. [Tanıtım Yazısından]. [Kitap Fikri Orhan’ın, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].


Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı: Murat Sertoğlu. Tarihi Roman. 1972 basımı. “1970′li yıllarda efsane olmuş, seri hâlinde filmleri yapılmış olan Battal Gazi dizisinin üçüncü kitabı Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı’nda Murat Sertoğlu, daha çok Bizans entrikalarına vurgu yaparak Türklerdeki kahramanlık ve arkadaşlığa verilen önem gibi nitelikleri yüceltiyor. Fedon’un kimliğinde Bizans entrikaları, Battal Gazi’nin oğlu Ali [Bizans’ta bilinen adıyla Aris] kimliğinde ise Türk yiğitliği simgeleşiyor. İnanıyoruz ki Türk sinema tarihinin bir dönemine damgasını vurmuş olan Battal Gazi serisi, Murat Sertoğlu’nun tatlı anlatımıyla edebiyattaki yerini ve önemini de her daim koruyacak, gelecek kuşaklara aktarılmaya devam edecektir”. [Tanıtım Yazısından]. [Kitap Fikri Orhan’ın, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].

Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı – The Revenge of Battal Ghazi’s Son
Öğle saatlerine yaklaşıyordu saatler… Sürekli uyarmalar beynimde zonkluyor. Cep telefonuna yine istenmeyen bir çağrı gönderilmiş. Cep telefonu da sürekli uyarıyor, bak ne bilgi geldi diye! Ne bilgisi gelecek! Salak salpak, Internet üzerinden gönderilen bir sürü kandırma çağrılarından birisi… “Paranız hazır, gelin kullanın”, “size bir hediye çıktı, şu zamana dek şu telefon numarasını arayın”, “Size % bilmem kaç indirimli check-up ve muayene”, “bilmem hangi AVM’de kıytırık ve dandik bir marka üründe yapılan % bilmem kaç indirim”, “uluslararası telefonlardan aranma ve aranan bireyin, kim aramış acaba, önemlidir merakı ile geri araması ile başlayan kandırmaca düzeneği”…

Uyuşuk kalkıyorum yataktan. Kendime gelmek için elimi yüzümü yıkıyorum. Soğuk su iyi geliyor insana. Pencere kanatları açık. İçeriye nem ve sıcaklık püskürüyor adeta. Bugün Cumartesi. Küçük kızımız Aybüke Beren Kiraz’ın BTK’daki
[1] Yaz Kursu’nun son günü. Kursun bitmesinden memnun değil kızımız. Çok sevdi, uygulamalı, bilgilendirmeli ve ayrıntılı seminer ve konferanslı Bilim & Teknoloji Kursu’nu…

Barış Aykan dün geceden bir günlük bir eğitim için Gaziantep’e uçtu. Yarın İzmit’te olacak. Kısa süreliğine Gaziantep’i görmüş olacak o kadar.

Büyük kızımız Bengisu Kiraz da henüz kalkmış. Kısa sürede balkondaki masaya babasının kahvaltısını hazırlıyor. Evde kesme şeker, beyaz peynir ve benzer kahvaltılıklar bitmiş. Omlet, Çilek ve Vişne Reçelleri, biraz Beyaz Peynir ve Siya Zeytin var. Daha ne olsun değil mi! Elbette! Ama en Porsiyonluk Beyaz Peynir’i pek de severim…

Şirintepe Feza Siteleri’ne giden sevgili eşim Hanife Aykan Kiraz’ı arıyorum cep telefonundan. Öğleden sonra küçük kızımız Aybüke Beren Kiraz’ı saat 16:00 sularında alması gerek. Bugün saat 17:00’de Mustafa Afal’ın Sapanca Kırkpınar’da bir Café açılış daveti var. Saat 17:00’den önce Kırkpınar’da olmamız gerek. Adres arayacağız. Olayı ilk anlardan itibaren görüntülemem gerek…

Kahvaltı yaparken okumak için dostum Fikri Orhan’da aldığım “Musa & Yahudilik”
[2] kitabını okumayı sürdürüyorum. Beş kitaptan oluşan bizim Tevrat, Yahudilerin Torah-

Töre dedikleri “Kutsal Kitap”tan önceki Batı Sami Boyları’ndaki dini inançlar bölümünü okuyorum. Batı Sami Boylar içersine ya da yan yana yaşadıkları Babiller, Asurlar, Sümerler, Urlar, Akadlar, Fenikeliler, Kenaniler ve Filistinliler ile Kadim Mısır Dinleri’nden nasıl etkilenmişler benzeri konulara yer veriliyor…

Dün akşamdan beri dün görüntülediğim gündelik olaylara ait görüntüler ile Muhittin Bakan’ın kitabı “Son Osmanlılar: Murat Bardakçı”
[3] ile Fikri Orhan’ın kitabı “Musa & Yahudilik: Abdullah Örs” görüntülerini www.facebook.com sitesine yüklemekle uğraştım. Dünkü Güncemi derleyip toparladım ve www.scribd.com sitesi ile www.blogspot.com sitesindeki sayfalarıma yükledim...

Kısaca bakalım kentimde, ülkemde ve dünyada benim ilgimi çeken neler oluyor:

Siirt'in Pervari İlçesi'nde Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Müdürlüğü yapılarına bir grup PKK’lı terörist tarafından roketatar ve uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda, beşi polis, üçü asker, toplam 8 güvenlik görevlisi yaralanmış.

Manisa'nın Selendi ilçesine bağlı Kazıklı Köyü'nün 35 nüfuslu 7 haneli Kayabaşı Mahallesi sakinleri, mahallenin kuruluşundan 60 yıl sonra elektriğe kavuşmuş. Bugüne kadar hep gaz lambası ve lüks ile yetinen mahalle sakinleri, artık elektronik eşyalarını kullanabilecek olmanın mutluluğunu yaşıyorlarmış. Silaha sarılıp “Kürt Sorunu” gibi “Kayabaşı Köyü Sorunu” diye adam öldürüp, ülke çapında terör estirseydiler ne olurdu acaba!

“Araçların, kornaların, satıcıların, müzik yayını yapan eğlence mekanlarının çevreye yaydığı gürültü, çok çeşitli sağlık sorunlarına yol açıyor. Bundan hareketle bir yönetmelik yayınlayan Çevre ve Orman Bakanlığı, saat 24.00’ten sonra eğlence mekanlarının müzik yayını yapmasını yasaklamıştı. Bu arada İstanbul Büyükşehir Belediyesi de kentin gürültü haritasını çıkarmak için çalışmalara başlamıştı. Gürültü yasağıyla ilgili tartışmalar sürerken “Ezan” konusu da gündeme geldi”
[4].

AKP İktidarı’nın “Tam Gün Yasası” değişikliği ile ilgili CHP bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürmüştü. Dün, Anayasa Mahkemesi, Tam Gün Yasası'yla ilgili olarak kısmi iptal kararını verdi. CHP ayağına ateş etmiş oldu. Yıllardır bu ülkede doktorların saat 16:00’dan sonra özel muayenehanelerine gittiğini, hastalarını çalıştıkları devlet kurumları üzerinden geçirerek para kazandıklarını, “bıçak parası” adı altında el altından para aldıklarını, muayene ücretleri karşılığı fatura ve fiş kesmediklerini herkes biliyor. Kemal Kılıçdaroğlu da başbakan RTE de!

ABD'li uzmanların açıkladığı son verilere göre, dünya, 2010 yılında tarihin en sıcak ilk 6 aylık dönemini geride bırakmış. Dünyada Küresel Isınma’ya yönelik endişelerin her geçen gün arttığı bir dönemde gelen bu haber, "Galiba korkulan oldu" yorumlarına neden olmuş. Dünyada her ne kötü olay oluyorsa bunun kökeni ABD’dir ve her ne güzel oluyorsa bunun nedeni ABD’dir söylemi doğru mu acaba!

11 Eylül 2001, ABD New York kentinde saldırılarında yıkılan Dünya Ticaret Merkezi’ni [World Trade Centre] oluşturan İkiz Kuleler’in [Twin Towers] enkazında inanılmaz bir bulguya rastlanmış
[5].
Öğleden sonraları saatler. İçerisi çok sıcak. Neme dayanamıyorum. Boncuk boncuk terliyorum. Evden kendimi dışarıya atayım diyorum. Bengisu Kiraz evde kalıyor. Elimi yüzümü yıkıyorum. Sırtımdan su damlaları akıyor aşağılara. Göğsüme doğru.

Ferahlıyorum. Hanife Aykan Kiraz’a telefon edip kent merkezine indiğimi bildiriyorum. Saat 16:00’da Aybüke Beren Kiraz’ı aldıktan sonra beni bilgilendirecek. Ben de onları Halkevi köprüsü altında bekleyeceğim.

Alikahya 28 numaralı otobüsün sürücüsü ile konuşuyorum. KentKart henüz bu hatta başlatılmamış. Gündüzleri otobüsler 14 dakika arayla kalkıyormuş. Gece 21:00’den sonra tek hat olarak çalışıyormuş otobüsler.

Halkevi durağında iniyorum. Işıklardan kuzey yana geçip D-100 kıyısından Kocaeli Müftülüğü önlerine dek yürüyorum. Yapının batı yanındaki dar geçitten Şahabettin Bilgisu Caddesi’ne çıkıyorum. Menekşe Teknik Ticaret’te
[6] uğrayacağım. Kafamı ıslatmam ve soğuk su içmem gerek. İçeride Hasan Tutal ile Aydın Menekşe çalışıyorlar. Ali Osman Aykan ve Uğur Menekşe müşterilerle ilgileniyorlar.

Soğuk suyumu tazeledim. Başımı ıslattım. Terimi kurutacağım. Yaşar Uzun arıyor cep telefonundan. Yenicuma Parkı Çay Bahçesi’nden Fikri Orhan ile oturduğunu bildiriyor. Ali Osman Aykan’a Sapanca Kırkpınar’da bir arkadaşın café açılışına gideceğimizi bildiriyorum. İki saat izin alması zor.

Akça Ağaçların altındaki asmada oturuyor dostlar. Fikri Orhan, Yaşar Uzun, Utku Birinci, Hasan Basri Kaya ve İhsan Sarıca. Fikri Orhan masa üstündeki beyaz poşetten eski bir kitap çıkartıyor. Ön ve arka kapağında renklendirilmiş çizimler olan

“Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı”
[7] kitabı. “Tarihi Roman”ın yazarı Murat Sertoğlu. Renklendirilmiş lake çizim, çocukluk ve gençlik dönemlerinde, “Tarkan”ı[8] yaratan Segin Burak’ın[9] çizimlerine benzer bir çizim. Çizim üzerinde çizerin imzası var ama okuyamıyorum. Fikri Orhan’ın elinde Osmanlıca basımlı başka bir Battal Gazi[10] kitabı da var.

Hanife Aykan Kiraz arıyor ilkin. Şirintepe Feza Siteleri’nden çıktığını bildiriyor. On beş yirmi dakika sonra da Aybüke Beren Kiraz arıyor. “Babacığım biz Cahit Elgikan Kocaeli Anadolu Lisesi önlerindeyiz” diyor. Ben dostlardan izin istiyorum. Halkevi Köprüsü’ne yürüyeceğim.

Halkevi asma köprüsünün ayaklarının batı ucunda bekliyor gümüş renkli Toyota. Arka koltukların solunda kızımız, sağında ise Zeliha Aşıkoğlu Aykan var. Biniyorum ön koltuğa. Hareket diyoruz. Köseköy trafik ışıklarından sonra otoyola gireceğiz. Aracın içi serin. İklimlendirme çalışıyor.

Köseköy, Uzunçiftlik, Sarımeşe, Tepeköy, Acısu, Büyükderbent, Maşukiye önleri ve Sapanca otoyol çıkışları. OGS’den geçi çıkıyoruz. Sapanca İkili Yolu’nun ucunda bekleyeceğiz. İzmit Caddesi yolun adı. Yolun sağına bir Düğün Konvoyu yanaşmış. Orta yerde beyaz renkli bir Limuzin Gelin Aracı. Her biçimde giyinmiş sükseli bayanlar. Dekoltelisinden, sıkmabaşa ve siyah renkli çarşaflısına dek. Araçların markaları da sırdan değil.

İzmit Caddesi’nin güneyine geçip ilerliyoruz, Kırkpınar ışıklarına doğru. İlk dirseğin güneyinde kalan vadi çevresinin adı Mahmudiye
[11]. Dereden sonrası sağlı sollu bir sürü

yeme-içme yerleri ile doldu. Her bir noktada bir sürü reklam tabelası dikili. İzmit Caddesi kalabalık ve her iki yanına araçlar park etmiş durumda.

Işıklardan Kırkpınar’a
[12] dönüyoruz. Kuzeye doğru ilerleyen cadde, demiryolunu aşıp Sapanca Gölü[13] çevresinde bulunan yeme-içme yerlerine gidiyor. Caddenin doğu yanı, bitişik çeşitli dükkanlarla dolu. Ağaç gölgesine çekiyoruz aracımızı. Mustafa Afal’ı arayıp adres sormuştum. Bağdat Caddesi demişti. Girişten sonra gelen ikili yolun solu, yani Kırkpınar Ana Bulvarı’nın adı bu.

Bir süre bekliyoruz Mustafa Afal’ın aracıyla bizi bulmasını. Bu arada geride bıraktığımız düğün konvoyu da ışıklardan dönüyor. Bağdar Caddesi üzerinden ilerliyor. Mustafa Afal geldikten sonra onun aracını izleyerek ileriden Bağdat Caddesi’ne dönüyoruz. Kırkpınar bu bölgede yeşilliği korunmuş, düzeni değiştirilmemiş ve Sapanca Gölü’ne doğru Samanlı Dağları’nın dirsek biçiminde, tüm ormanı, görkemi ile çıkıntı yaptığı yer. Beldenin ortasından doğu batı biçiminde yarım ay biçiminde geçen Bağdat Caddesi çevresi inanılmaz güzelliklerle bezeli. Ulu ağaçlar, süs ağaçları, bahçeli evler, bisiklet yolları, yol kıyısı yeme-içme yerleri ve ağaç tüneli benzeri bölümleri ile eşsiz bir yer.

Mustafa Afal’ın üç arkadaşı ile ortak açtığı bu yeni mekan, caddenin en batı ucuna yakın noktada. Daha ilerisinde kuzeye dönüldüğünde, daracık yol, Sakarya Üniversitesi Dinlenme Tesisleri’ne
[14] ve daha kuzey yanda bulunan görkemli ve pahalı sitelere erişir. Güneye dönülürsü İzmit-Sapanca Ana Yolu’na çıkılır.

Mustafa Afal, Fiat marka ticari arcını ağaçların gölgesine parke diyor. Bizim araç onun aracının gerisinde. Hoş geldiniz dedikten sonra davetli diğer konukları ile ilgilenmeye gidiyor. Biz de ağaç gölgeleri altında , orta yerde bir masaya oturuyoruz. Mekanın adı

Vitamin Bahçesi
[15]. Mustafa Afal’ın da dahil olduğu İsmail Serin ve Selami Kocaman, üç ortak tarafından açılmış. Yer kiralık. Alanın kuzey yanında dikdörtgen biçimli dört katlı bir apartman var. Apartmanın batı yanının ilk katları, bahçesi ile düzenlenmiş.

Bitkisel Çaylar, Sıkılmış, Karışık ve Sade Meyve Suları ve diğer içecekler sunacak bir yer olacak. Bir ortak bu konuda eğitimli, bilgili ve deneyimli birisiymiş. Çevreyi görüntülemek için dolaşıyorum. Konuklara taze sıkılmış meyse suyu kokteylleri sunuluyor. Mustafa Afal konukları ile ilgilenmek için masadan masaya dolaşıyor. TMMT’den
[16] davet edilip de icabet eden, benim tanıyıp bildiğim çok az kişi var.

İki kişi var. Yüzlerini biliyorum ana adlarını anımsamıyorum. TMMT’den kendi isteği ile ayrılıp, babasının işinin başına dönen Furkan Mısırlıoğlu var. Güneş dönünde bizimkiler, başka bir köşeye, daha gölgeli olan bir masaya geçiyorlar. Mekanın taraçası adlında, doğu uçta kümeleşen Toyotalıların yanına gidip, son zaman haber ve değerlendirmelerine kulak veriyorum.

Birisi belediye zabıtası üniformalı bir küme var. Güney-doğu yanda, bir masa çevresindeler. Birisinin elinde profesyonel bir sayısal fotoğraf makinesi var. Aybüke Beren Kiraz, BTK’da iken öğretmenlerinden ikisinin kullandığı, 14.0 Mega Pixel özellikli

makineyi kullanmış. Markası Canon’du diye anlatıyor. Profesyonel bir sayısal fotoğraf makinesi almak istiyor. Bedellerini de sorup öğrenmiş. Çok istekli ve arzulu.

Kursun bitti. Ben daha önce benzer makineleri inceledim. Bedellerini öğrendim. TL 1,585.00 ile yukarısında dolaşıyor bedelleri diyorum. Birlikte çeşitli AVM’ler gideriz. İnceler, bedel öğreniriz. Barış Aykan ile de Internet üzerinden bakar inceleriz. Gerekirse İstanbul Doğu Bank’a gideriz.

İstersen Mustafa Afal ağabeyinden rica ederiz. Adamla gidip konuşsun. Makineyi alır, istediğin kadar görüntü alırsın. Aldığın görüntüleri de bize email üzerinden aktarır diyorum. Mustafa Afal hemen gidip konuşuyor adamla. Makine kızımızın boynunda şimdi. Bizim görüntümüzü çeki anneleri çek, makine sahibin oturduğu masadakilerin görüntülerini al. Vitamin Bahçesi alanını dolaş ve kendisine göre ilginç görüntüler al diyorum.

Kızımız çok istekli ve arzulu. Ona kredi kartına taksitle iyi bir profesyonel fotoğraf makinesi alacağım. Hem bu onun sosyalleşmesini, kendisine olan güvenini arttıracak, hem de istekli olduğu bu alanda gelişmesini sağlayacak. Makineyi alırsan eğer babacığım diyor, birlikte kullanırız. Ben de kullanırım, sen de istediğin zaman, istediğin etkinlikte kullanırsın diyor…

Otoyoldan Kandıra Çıkışı ile çıktık ve Seymen Caddesi ile Yenişehir tarafına döndük. Zeliha Aşıkoğlu Aykan evine dönmek istiyordu. Kireçocakları ana yoluna çıkış öncesi sağ yana park ettik aracımızı. Yolun karşısına çıktık ve Umuttupe-Şirintepe arası çalışan yeşil renkli halk otobüsü caddenin ucunda görüntü. El ettik ve durdurduk. Şirintepe Feza Siteleri önünde inecek otobüsten.

Hepimizin karnı acıkmış durumda. Gürkan Büfe’de Gürkan Takak annesi var. İki ekmek alıp eve döndük. Kapıdan içeri girince cep telefonum çaldı. Arayan Hüseyin Kerem Dedeler’di. Havuzbaşından eve dönmüş. O zaman görüş aradığımızı. Mustafa Afal’ın Vitamin Café’sindeyken Aybüke Beren Kiraz’ın aklına düşünce, aratmıştım.

Hanife Aykan Kiraz mutfakta akşam yemeği hazırlıyor. Bengisu Kiraz gün boyu odasında uyumuş. Biz geldiğimizde uyanmıştı. Uyku sersemi havasındaydı. Hanife Aykan Kiraz uzaktan kumanda gerecini alıp, Ana Haberler’de dolanmaya başladı. Aşırı Yağışlar’dan hangi yer ve ülke ne derece etkilendi!

Samsun’da Terme Çayı
[17] taşmış. Ordu Fatsa’da[18] da Aşırı Yağışlar heyelan ve su basmalarına nende olmuş. Dolu yağışı yaklaşık yarım saat sürmüş. Çin Halk

Cumhuriyeti de kötü etkilenmiş hem aşırı yağışlardan hem de bölgeyi vurun Tayfun’dan.

Çeşitli TV kanalların ilginç filmler var. TRT1 TV kanalında daha önce zevkle izlediğimiz bir film var: “Hayalperest”. Filme konu olan atın İspanyolca adı olan “Sonador”dan geliyor. Hayalperest tümleşik sözü Arapça ve Farsça sözleri olan Hayal: düş ve Perest: tapınandan oluşuyor.

Başka bir kanalda başka bir film var. Cine5 TV kanalı: “Görev.” Sigaram bitmek üzere. Cepte beş kuruş nakit yok. Kredi kartımı alı evden çıkıyorum. Gürkan Büfe’den sigara alıp döneceğim. Gürkan Takak büfeyi toparlamış. Eve dönüş saatleri. Büfe önündeki sandalyelerde sitede oturan bir kişi var.

Büfenin doğu yanında, bağlı durumda köpekleri kokumu tanıyınca havlıyorlar. Gidip seviyorum. Başlarını okşuyorum. Felix patisini uzatıp, ısırmak istiyor. İpi yetmiyor. Balköpüğü renkli olanı daha uysal. O sadece patisi uzatıyor. Yolun karşısından, tel örgü dibinden geçen bir köpeğe ikisi de havlamaya başlıyorlar.

Hava ancak serinlemiş. Evlerin için bunaltıyor. Nem nefes aldırmayacak uyuyanlara. Caddeler hareketli. Araç akışı kesilmiyor. Gelenler ve gidenler. Servis araçları, ya gidiyorlar ya da geri dönüyorlar. Gökyüzü açık ve yıldızlı. Kuzey doğudan güney batıya doğru ilerleyen bir uçak var. Kırmızı sarı ışıkları yanıp sönüyor.

Eve dönünce Bengisu Kiraz odasından çıkıyor. Büfeye gittiğini bilseydim, Niğde Gazozu isterdim diyor. Akşam yemeğini yerken söz etmişti. Pek sevmiş Niğde Gazozu’nu. Geçenlerde dört şişe alıp eve getirmiştim. Niğde Gazozu’nu Türk Kızılayı dağıtıyor.

TV8 kanalı açık. Dana önce ilkini izlediğimiz filmin ikinci bölümü gösterimde: “Kelebek Etkisi II”.

[Erkan Kiraz, Alikahya, Izmit, Turkey on Saturday, July 17th, 2010].

© Copyright 1999-2000-2010. http://erkankiraz.blogspot.com/ & http://www.scribd.com/erkankiraz. Pictures, Documents, Materials, Stories, Ottoman Archives, Turkish Republic Archives or Other Information & Knowledge in this page may not be reproduced in any form without expressed written permission from Erkan Kiraz, nor may it be sold or otherwise transferred to a third parties.

For whatever aims they could not be copied, recopied, reproduced, transmitted, distributed, redistributed in any form or by any means, graphics, electronic, or mechanical, including photocopying, recording or taping, or by any information storage retrieval system, or used, reused on any written documents, texts, undergraduate certificates, bachelor's degrees, bachelor's levels, books or in any kind of digital or electronically environments & media, either they are regarded as profit-gaining or non-profit gaining or educational purposes.

Erkan Kiraz, Email:
erkankiraz@yahoo.com provides all those stories at http://erkankiraz.blogspot.com/, http://www.scribd.com/my_docs, http://erkankiraz.multiply.com & http://www.panoramio.com/user/2404315.

© 1999-2010 Copy Righted to Erkan Kiraz erkankiraz@yahoo.com. All Rights Reserved.

[1] Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bilim & Teknoloji Kulübü [KBB BTK]: Cumhuriyet Mah. Lale Sok. No: 14, İzmit. Tel: +90-262-226 83 84. [06.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[2] Musa & Yahudilik: Hayrullah Örs. Remzi Kitapevi, 1966, İstanbul. [Fikri Orhan Kitaplığı: Kitap No: 337, Okunuş Tarihi: 15.01.1981. 16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[3] Son Osmanlılar-Osmanlı Hanedanının Sürgün Öyküsü: Murat Bardakçı. © Copyright Murat Bardakçı 2006. Hürriyet Gazetecilik & Dağıtım A.Ş. Hürriyet Medya Towers, 34212, Güneşli-İstanbul, Tel +90-212-677 00 00. [16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[4] [Teşekkürler: Hürriyet Gazetesi, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[5] “Sıfır noktası” olarak bilinen ikiz kulelerin enkazında temizleme çalışmalarını yürüten işçiler, enkazın derinliklerinde 200 yıllık bir gemi buldu. Geminin yüzyıllar önce, Manhattan adasını genişletmek için yapılan alan genişletme çalışmalarında gömüldüğü sanılıyor. Kaldırım seviyesinin yaklaşık 6 metre derinliğinde bulunan gemi yaklaşık 11 metre uzunluğunda. Tarihçiler, 18’inci yüzyılın sonlarında kullanıldığını düşündükleri geminin 1810 senesinde Manhattan’ın kıyı kesimlerini genişletmek için söküldüğünü tahmin ediyor. [Teşekkürler: Hürriyet Gazetesi, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].

[6] Menekşe Teknik Tic. & Sa. Ltd. Şti.: İsmail Menekşe. Anakara Cad. No: 50, 41040, Tel: 262-321 94 64, 32 50 53, Fax: 262-322 51 17, Email: menekseltd@yahoo.com, İzmit. [16.07.2010, The Chronicles of Erkan Kiraz, Alikahya-Izmit, Turkey].
[7] Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı: Murat Sertoğlu. Tarihi Roman. 1972 basımı. “1970′li yıllarda efsane olmuş, seri hâlinde filmleri yapılmış olan Battal Gazi dizisinin üçüncü kitabı Battal Gazi’nin Oğlunun İntikamı’nda Murat Sertoğlu, daha çok Bizans entrikalarına vurgu yaparak Türklerdeki kahramanlık ve arkadaşlığa verilen önem gibi nitelikleri yüceltiyor. Fedon’un kimliğinde Bizans entrikaları, Battal Gazi’nin oğlu Ali [Bizans’ta bilinen adıyla Aris] kimliğinde ise Türk yiğitliği simgeleşiyor. İnanıyoruz ki Türk sinema tarihinin bir dönemine damgasını vurmuş olan Battal Gazi serisi, Murat Sertoğlu’nun tatlı anlatımıyla edebiyattaki yerini ve önemini de her daim koruyacak, gelecek kuşaklara aktarılmaya devam edecektir”. [Tanıtım Yazısından]. [Kitap Fikri Orhan’ın, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[8] Tarkan [Tatar Kanı > Tarkan]: Sezgin Burak tarafından yaratılmış bir çizgi roman ve bu çizgi romanın baş karakteri. Hürriyet gazetesindeki günlük yayınından başka, haftalık dergi olarak yayınlanmış ve sinemaya aktarılarak 5 adet Tarkan Filmi çevrilmiştir. Tarkan adı, Sezgin Burak tarafından yaratılan çizgi kahramanın adı. Sanatçı bu ismi kendi aile köklerinin uzandığı Tatarlar'dan esinlenerek yaratmıştır. Tatar Kanı kelimelerinden Tarkan kelimesini türeterek bu çok sevilen kahramanının ismini yaratmıştır. Tarkan ismi çizgiromanın yayınından sonra özellikle 1970'lerde doğan pek çok erkek çocuğuna isim olarak verilmiştir. [Teşekkürler: Wikipedia.Org, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[9] Sezgin Burak [1935-1978]: Türk karikatürist, çizgiroman sanatçısı. Türk ve Avrupa basınında değerli eserler veren Sezgin Burak, 1935 yılında Adapazarı'nda doğdu. İlk karikatürleri, ilkokul sırasında Doğan Kardeş dergisinde yayınlandı. Sezgin Burak, profesyonel olarak ilk eserlerini Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdiği 1952 senesinde vermeye başladı. Sırasıyla; Akbaba'da karikatürler, Aydabir, Yirminci Asır, Bütün Dünya ve Hafta mecmualarında resimler, kompozisyonlar yaptı. 1957 yılında resim ve dekorasyon öğrenimini tamamlayarak Akademi'den mezun oldu. Aynı yıl Cumhuriyet gazetesinde, Fakir Baykurt'un Yunus Nadi ödülü kazanan ünlü romanı Yılanların Öcü'nü resimledi. 1958'de Cumhuriyet Gazetesi’nde günlük karikatürler, çeşitli tiyatrolarda sahne dekorları ve aynı gazetede "Ala Geyik" romanını resimlendirdi. Hayat ve Ses dergilerinde roman ve hikaye resimleri, ayrıca kitap kapakları, sinema reklamları hazırladı. 1964 yılında Bizimkiler adlı bant karikatür tipini yarattı. 1965'te İtalya'da "El Cougar" kahramanını yarattı. 1966'da Milano'da düzenlenen Avrupa Reklam Yarışması'nda iki birincilik aldı. 1966'da İtalya'nın Milano kentinde ünlü çizgiroman kahramanı Tarkan'ın ilk eskizlerini hazırladı. Kahramanına kendi aile kökeninin de dayandığı Tatarlar'dan esinlenerek, Tatar Kanı kelimelerinden Tarkan adını yarattı. Tarkan'ın ilk yayını 1967 yılında Hürriyet Gazetesi’nde başladı. Eseri sinemaya da aktarılarak 5 adet Tarkan filmi çekildi. Tarkan'ın maceraları 1971 yılında dergi olarak yayınlanmaya başladı. Çarşamba günleri yayınlanan haftalık Tarkan dergisi, okurlarının vazgeçilmez tutkusu oldu. Tarkan'ın resmi internet sitesi www.tarkan.com.tr. 1968 ve 1969 yıllarında Yaşar Kemal'in İnce Memed romanını, 1970'te ise Ağrı Dağı Efsanesi romanını resimlendirdi. 1976'da Çoban Çantası adlı resimli romanını yarattı. Son olarak çeşitli akrilik ve yağlıboya çalışmaları da yapan sanatçı, 1978 yılında öldü. Sanatçının ailesi tarafından kurulmuş bulunan www.tarkan.com.tr adlı internet sitesi bulunmaktadır. 2008 yılında, yine sanatçının ailesi ve sevenleri tarafından TASEYAD [Tarkan Çizgiromanını ve Sezgin Burak'ın Eserlerini Yaşatma Derneği] kurulmuştur. TASEYAD'ın internet sitesi. 2007 yılında Adapazarı Büyükşehir Belediyesi tarafından, Tarkan'ın 40.yılında sanatçının doğumgünü olan 15 Mayıs 2007 günü, Sezgin Burak'a Saygı Günü düzenlenmiştir. Etkinlik kapsamında açılan sergi, Adapazarı'ndan sonra Bodrum ve Denizli'de sanatseverlerin ilgisine sunulmuştur. Sergi ve diğer etkinlikler TASEYAD bünyesinde sürdürülmektedir. [Teşekkürler: Wikipedia.Org, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[10] Battal Gazi veya Seyyid Battal Gazi [Arapça: [بطل غازي] Battal Gazi ya da [سيد بطل غازي] Seyyid Battal Gazi > Osmanlıca: Battal Gazi]: 8. yüzyılda yaşadığı tahmin edilen ve hakkında çeşitli inanışlar bırakmış bir önder. Farklı kaynaklarda etnik kökeni, Arap olarak belirtilmiştir. Battal Gazi, Malatya'da doğmuştur. Doğduğu ve yaşadığı evin yeri halen mevcuttur. Yıkıntı halinde korunmaktadır. Uzun yıllar halka yemek dağıtılan hayrat yeri olarak kullanılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bahsedilmektedir. Battal Gazi hakkında bugüne ulaşabilmiş kaynaklar sadece Mesnevi tarzı yazılmış, birbirini hem destekleyen hem de çelişen olgular içeren destanlar ve halkın hafızasında kalmış olan bilgilerdir. Battal Gazi Destanı'nda ve halk hikâyelerinde, Emeviler zamanında Arap ordusuyla birlikte İstanbul'u kuşattığı anlatılmaktadır. Kuşatma hem denizden hem karadan yapılmış, fakat başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Destanda Battal'ın düşmanı, Arap komutanına oyun oynayıp kuşatma başladığında İstanbul'a geçerek imparatorluğunu ilan eden İmparator Leon'dur. Arap tarihinde II. İstanbul kuşatmasının tarihi 717-718 olarak belirtilmektedir. Bizans tarihindeki veriler de bu tarihi doğrular niteliktedir. Ayrıca Bizans tarihinde İmparator III. Leon'un tahta çıkma tarihi 717 olarak belirtilmiştir, bundan dolayı destandaki Leon'un İmparator III. Leo İsauryalı olma olasılığı üzerinde durulmaktadır. Destanda Battal Gazi'nin kuşatma sırasında yirmili yaşlarında olduğu söylendiği için, Battal Gazi'nin doğum yılının 690-695 civarı olmasının olası olduğu düşünülmektedir. Battal Gazi'nin ölüm yılının 740 olduğunda tarihçiler uzalaşıya varmışlardır. 740 yılında Eskişehir'in Seyitgazi ilçesi yakınlarında savaşta aldığı yara sebebiyle şehit olmuştur. Anadolu'da İslam’ın yayılmasına büyük katkıları olmuştur. [Teşekkürler: Wikipedia.Org, 15.07.2010, Erkan Kraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[11] Mahmudiye: Sakarya ilinin Sapanca ilçesine bağlı bir köydür. Köy halkı 93 Harbi Muhaciri Gürcüler'dır. Köyün Karadeniz kesimine özgü yemekleri ünlüdür. Özellikle Mısır Ekmeği, Alabalık Lahana Çorbası başta gelir. Köyün ekonomisi Tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Eşsiz bir Sapanca Gölü manzarasına sahip olan köyde, birçok Villa ve Site bulunmaktadır. İstanbul gibi büyük kentlerin gürültüsünden kaçıp doğayı dinlemek için eşsiz bir yerdir. Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu normal köy ve ilçelere göre daha temizdir. Buna karşın kanalizasyon gibi altyapı eksikliği sürmektedir. Kırkpınar Sağlık Ocagı ve Sapanca Hastanesi arasında kaldığı için, köy nufüsunun da az olmasından dolayı köyde, Sağlık Ocağına gereksinim yoktur. Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol asfalt olup, köyde elektrik ve sabit telefon vardır. [Teşekkürler: Wikipedia.Org, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[12] Kırkpınar: Sakarya'nın Sapanca ilçesine bağlı bir mahallesidir. Kırkpınar Köyü, 17. yüzyılın sonlarında Kafkasya'dan gelen göçmenler tarafından kurulmuştur. Göl kenarı olması, Bağdat Yolu’nun üzerinde bulunması, ikliminin ve mera alanlarının da hayvan beslemek için elverişli olması göçmenlerin bu bölgeye yerleşmelerini sağlamıştır. Kafkasya'dan göç edilmesinin sebebi ise o tarihlerde Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki gerginlik olarak tahmin edilmektedir. Köy, ilk zamanlar köyde yaşayan sülalelerin adlarıyla anılır. Fakat köy nüfusu arttıkça herkesin anlayabileceği bir ada gereksinim duyulur. Bunun üzerine dönemin Adapazarı kaymakamı, köydeki pınarların çok oluşu, köyde dünyaya gelen ilk kız çocuğunun Şadiye adında oluşu ve Türklerce uğurlu bulunan 40 sayısını birleştirerek "Kırkpınar Şadiye" adını yaratmıştır. Cumhuriyet kurulduktan sonra ise Şadiye adı kaldırılıp, köyün adı "Kırkpınar" olmuştur. Kırkpınar ve Sapanca'dan 1890 yılından bu yana demir yolu geçmektedir. Bunun yanı sıra 1989 yılında açılan İstanbul-Ankara TEM Otoyolu ile de beldenin önemi bir hayli artmıştır. [Teşekkürler: Wikipedia.Org, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[13] Sapanca Gölü: Adapazarı ile İstanbul arasında Kocaeli sınırına yakın bölgede, Sapanca ilçesi içinde yer alan bir göldür. Yazın ve kışın seyahat eden yolcuların uğrak noktası olan Sapanca Gölü kıyısında çeşitli balık restoranları ve pansiyonlar bulunur. Kaynağını dağlardan gelen kar suları ve Derbent deresinden alan gölde, turna balığı, yayın balığı, sazan türleri ve alabalık bol miktarda bulunur. Uzunluğu 16 km, en geniş yeri ise Sapanca ile karşı kıyı arası olup, 5,5 kmdir. Yüzölçümü 42 km2, en derin yeri ise Sapanca açıklarında 61 mdir.Yağış alanı, 252 km2yi bulan Sapanca Gölü, genel olarak güneyindeki dağlardan gelen derelerle beslenir. Gölde yılda ortalama 75 cm kadar bir seviye değişikliği görülür. Göl seviyesi sonbaharda en alçak, ilkbaharda en yüksektir. Senenin bol yağışlı zamanlarında çark deresi kapakları açılarak bir nevi su tahliyesi sağlanmakta ve gölün seviyesi bu şekilde dengede tutulmaktadır. [Teşekkürler: Wikipedia.Org, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[14] SAU, Kirkpinar Kampus, Uygulama Oteli & Sosyal Tesisleri: Ogr. Gor. Mesut Gurdagcik, Otel Muduru. Soguksu Mah. Taskin Sk. Bagdat Cad. Kirkpinar, Sakarya-Turkey. Tel: +90-264-592 25 30, 31, 31, Fax: +90-264-592 25 34, GSM: +90-532-275 88 39, www.sostesis.sakarya.edu.tr, Email: sostesis@sakarya.edu.tr.
[15] Vitamin Bahçesi: Soğuksu Mah. Bağdat Caddesi, No: 162, Kırkpınar, Sapanca-Adapazarı. Tel: +90-264-592 69 62. Mustafa Afal, GSM: +90-532-676 79 72, İsmail Serin GSM: +90-532-395 60 05 & Selami Kocaman GSM: +90-544-476 53 07. [17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[16] TMMT [Toyota Motor Manufacturing Turkey]: Nehirkent, 54580, Tel: +90-264-295 02 95, Fax: +90-264-295 12 95, Sakarya, Turkey. Email: iletisim@toyotatr.com, http://www.toyotatr.com/. [16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[17] Terme Çayı [Antim Yunanca [Θερμώδων], Thermodon]: Samsun yöresindeki Karaorman'dan doğan Terme Çayı, Salıpazarı ilçesi ile aradaki güzergahtakı derelerden beslenir. Güneydoğu-kuzeybatı yönünde akar. Bu çay aynı zamanda Terme ilçesini de ikiye bölerek Karadeniz'e dökülür. Terme Çayı ile Karadeniz’in birleştiği yerde Terme Limanı yer alır. Terme Çayı; Çarşamba Ovası’nın doğu yakasında bulunan Terme köylülerinin tarlalarına yaşam verir. [Teşekkürler: Wikipedia.Org, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[18] Fatsa [Antik Yunanca: Pontus Kralı II. [Φαρνακες] Pharnaces’in Kızı [Φανιζαν] Fanizan’dan > [Φάνιση] Fanise, [Φαδσανε] Phadsane, [Πυτανε] Pytane, [Φαχα] Facha. Pontus Rumları ayrıca beldeyi [Πολεμονίων] Polemonion & Side [Σιδε] olarak da anmışlardır Osmanlı: [ساطلمش] Satılmış, T.C.: Fatsa]: Ordu ilinin ve Karadeniz Bölgesi'nin ilçesidir. Konumu itibariyle, Samsun'un 110 km kuzeyindedir. Ordu ilçe merkezinin de 55 km kuzeyinde bulunmaktadır. Bölge konomisine yön veren şehirlerin başında gelir. Fındık üretiminin yaygın olması ile tanınan ilçe, bu özelliği ile Türkiye'nin dünyada en fazla organik üretim alanına sahip 30. ülke olmasına önemli derecede katkıda bulunmuştur. Fatsa coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca idari ve ticari bir merkez olmuştur. Özellikle ekonomisinin tarıma dayalı olması, bu özelliği kazandıran emellerden biridir. 2010 TÜİK verilerine göre ilçe nüfusu 65.384'dir. Tarihte Fanise, Phadsane, Pytane ve Facha olarak adlandırılan bölgelerde bulunmaktadır. Türkler tarafından kesin olarak 1380 yılında alınmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, ilçedeki ticaretin hareketli olması, imparatorluğun ekonomi bakımından ilerleme kaydetmesini sağlamıştı. İpekyolu'nun ilçeye yakın olması, Fatsa'ya uzunca bir süre parasal bakımdan kazanç sağlamıştır. Fakat, coğrafi keşifler sonucunda, bu yolun fazla işlev görmemesi nedeniyle, ekonomik hareketlilikte duraklamalar meydana gelmiştir. 2006'da kurulan Ordu Üniversitesi'ne bağlı Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi bu ilçede bulunmaktadır. [Teşekkürler: Wikipedia.Org, 17.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].