Saturday, July 17, 2010

Musa & Yahudilik – Moses & Judaism






Musa & Yahudilik: Hayrullah Örs-İzmit: Teşekkürler Fikri Orhan. © 1999-2010 Copy Righted to Erkan Kiraz erkankiraz@yahoo.com. All Rights Reserved.
SKY Türk TV kanalında tekrarı sunulan “Bir Krizin Kısa Hikayesi”[1] kitabının yazarı Prof. Dr. Korkut Boratay[2] vardı. Dün izlemiştim programı. Çok fazla reklamdan bütüncül olarak izleyememiştim. Bu gece araya reklam sokulmadan tekrarlandı.

ABD Ekonomisi’nin kötü gidişi, orada çıkan finansal bunalımın dünyayı yapay olarak etkilemesi, $, € ve Yuan arasındaki değer-değer düşürme savaşı, ABD’nin $ basarak borçlanması ya da Çin’in kazançlarını $ olarak tutması ve ABD Devlet Borç Senetleri alması, Çin Ekonomisi’ni bugünlere taşıyan ABD, Kanada ve Avrupa kökenli firmaların kazançlarını, Çin ile beraber ya da ayrı ayrı artık sadece $ olarak değil de € olarak tutmaları, € adet olarak dünya döngüsüne yeterli olmaması…

Bunlardan başka Evrensel Finansal Bunalım’dan sermaye sahipleri ya da ellerinde nominal değerlerden alınmış senetleri tutanların kazançlarını kaybetmek istememeleri, buna karşın işlerini kaybeden ya da gittikçe daha az maaşa çalışa geniş halk kitlelerinin bir yerde ve zamanda bu kötü gidişe dur diyecekleri ama henüz bu ortak kavrama ve bilincin oluşmadığı, bu bilincin oluşmaması için sermaye sahiplerinin kamuoyunu başka öcülerle ürkütüp korkuttukları benzeri konulara değindi Korkut Boratay…

ABD’nin artık küresel bir güç ve dünya jandarmalığı görevini götüremediğini, aşiret gibi yönetilen ülkelerden Afganistan ve Irak’ta sürdürdüğü savaşları kazanamadığını, küresel güç ve dünya jandarmalığını, bugün üstelenebilecek başka bir ülkeye devretmenin yollarını aradığını, artık G7’ler benzeri uluslararası ekonomik toplantılarda sözlerini dinletemediğinden söz ediyordu Korkut Boratay…

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde bugün öğle saatlerinde yağan 15 dakikalık yağmur herkesi korkutmuş. Altyapısı yetersiz olan ilçe merkezindeki yollar bir anda nehir yatağına dönmüş. Yağmurun kısa sürmesi herkesi rahatlatmış. Marmara'da ise bugün ve yarın yağış bekleniyor. Hafta sonu ise hava açık olacakmış.

Eski Başbakanlardan ve kapatılan Refah Partisi’nin son Genel Başkanı Necmettin Erbakan, 11 Temmuz 2010 günü yapılan Saadet Partisi [SP] Olağanüstü Büyük Kongresi’nin, gelecekteki seçim çalışmaları döneminde birlik, beraberlik, kardeşlik, sevgi ve heyecanla çalışmayı temin bakımından istenen neticeyi vermediğini belirtmiş! Genel Başkanlığa Numan Kurtulmuş seçilmişti.

Filipinler'de üç günden bu yana etkili olan Conson Tayfunu, en az 37 kişinin ölümüne neden olmuş. Devlet Başkanı'nın meteoroloji yetkililerini yanlış hava tahmini yapmakla suçladığı Güneydoğu Asya ülkesinde halen 26 balıkçı kayıpmış
[3].

İngiliz petrokimya devi British Petrolium [BP] şirketi, ABD'nin Meksika Körfezi'nde 20 Nisan’dan beri günde 100 bin varile kadar ham petrol akıtan kuyunun ilk defa püskürmeyi kestiğini, son deneyin başarılı işaret verdiğini açıklamış.

Bengisu Kiraz annesi ve kardeşi ile uyanmış. Babasına kahvaltısını balkondaki masada hazırlamış. Babasını uyandırdı ve “babacığım kahvaltın balkonda hazır. Ben Özge Koç’lara kadar gidiyorum” diye uyandırıyordu beni. Özge Koç sabah karşı İzmit Otogarı’na erişmiş dün gece Bodrum’dan bindiği otobüsle.

Küçük kızımız Aybüke Beren Kiraz annesi ile sabah saat 9.00’da çıkmış evden BTK’ye
[4] gitmek için. Yarın BTK’daki Yaz Kursu sona eriyor. Hanife Aykan Kiraz kızımızı Plajyolu Şirinevler’e bıraktıktan sonra Şirintepe Feza Siteleri’ne gidecekti. Annesinde Türk Kahvesi içecek ve zaman geçirecekti.

Gece yarısından sabah saatlerine dek bilgisayar başında kalmış, ulusal gazetelerdeki haberleri okumuş ve uluslar arası medya haberlerine göz atmıştım. Üçlü koltuğa uzanıp Discovery Chnanel TV belgeselleri ile uykuya dalmıştım. Hanife Aykan Kiraz beni sabah saatlerinde yatak odama göndermişti. Uzun aradan sonra yazarak okuduğum İngilizce Roman’ıma dönüş yapmıştım. Bir buçuk aydır her gün bir Günce yazma ve içine günlük görüntüleri ekleme ile meşgulüm.

Her gün gece yarısından sonra tamamladığım Günlüklerimi
www.scribd.com sitesine yüklüyorum. Her bir Günlük oldukça fazla süremi alıyor. Araştırmalar yapıyorum altbilgiler için. Yazıların içine o güne ait taze görüntüleri ekliyorum. Yazım yanlışlıkları denetleme ve yazıma biçim verme inanılmaz zaman alıyor.

Uzun süredir uğramadığım
http://erkankiraz.blogspot.com/ sayfama göz attım. Buraya son zaman Günlüklerimden eklemeler yaptık. Görüntü dosyaları yükledim. Bloggerların yapıları www.scribd.com sayfasındaki kadar kullanımı kolay yerler değil.

Hava bulutlu ve kapalı ama bugün beklenen yağmur düşmeyecek. Ilık bir duş almam gerek. Bedenim aşırı nemden yapıştı giysilere. Duş sonrası hazırlanıp çıkarım dışarıya. Bengisu Kiraz arkadaşı Özge Koç’lara gitti. Pencere ve kapıları mandallıyorum. Kapılar ve pencereler içeriden ek mandallarla takviyeli.

Yanıyor dışarısı. Gözleri kırıştırmadan gün ışığına bakman neredeyse olanaksız. Güneş gözlüklerimi takıp yürüyorum. Durağa dek yürüyeceğim güneşin alnında. Otobüs durağı çevresinde Çınar Ağaçları var. Gölgelerine sığını 28 numaraları yeşil renkli Alikahya otobüsünü bekleyeceğim.

Gökyüzüne bakıyorum. Beyaz ve koyu renkli bulutlar bir birine geçmiş. Güneş bazen arkalarına sığınıyor. Rüzgar ve esinti neredeyse yok. İlkin 26 numaralı otobüs geçiyor. Bu duraktan yolcu almıyor bu otobüs. Nedeni ise kimse bilmiyor. Hangi otobüsün hangi duraktan yolcu alıp almayacağı, otobüs ve dolmuş sisteminin çıkarları ile ilgili. Halkın çıkarlarını koruyacak milletvekillerini ise beş yılda bir seçiyoruz. Seçilen milletvekilleri seçildikleri andan itibaren hep çıkar çevrelerinin çıkarlarını koruyup gözetliyor… Bu kural çocukluğumdan beri böyle. Bu anlayış millet takım tutar gibi parti tutmaya son verene dek sürecek… Bu da asla olmayacak…

Otobüs dolu. Pencereler açık gidiyor. Arka yerde ayakta tutunacak denli boş bir yer buluyorum. İzmit Otobüs Terminali çevresinde birisi inince, boşalan yere geçiyorum. Cuma Namazı saatine bir saat var yaklaşık. Cami cemaati cami çevresinde toplanmış, Cuma Ezanı’nı bekliyor. Otogar Yolu’na dönmek isteyen otobüs ile bizim otobüs

neredeyse çarpışıyordu. Kıl payı kurtardık. İki sürücü de geçiş üstünlüğünün kendisine olduğunu düşünüyor. Yaptım oldu düşünceleri ile kentler kurulur, yollar düzenlenir ve her bir yol bir noktaya bağlanırsa başka ne olabilir ki!

Kandıra Bağlantı Yolu günün her saatinde inanılmaz yoğun. Bursa-Yalova ve Ankara-İstanbul arasında geçiş sağlayan ana yol burası. Kenti yönetenlerin 50 ya da 100 yıllık ufukları yoksa nasıl bir sonuç olabilir ki! Bu yolu İzmit’in doğusundan geçirenler, ilerisini görmek isteseydiler ikinci bir ana yol ya da yolun iki yanına da tali yollar yapar ve çeşitli köprülü kavşaklarla Bursa-İzmit-Ankara ve İstanbul ana yolunu sorunsuz geçirmiş olurlardı. 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonraları kentin batısı bitip, yüzler doğuya dönünce bu karmaşa ve keşmekeş doğdu…

Otobüsün yarısı Turgut Özal Köprüsü durağında indi. Diğer yarısı da, benimle birlikte Halkevi durağında inecek. Trafik Işıkları ile kuzey yana geçeceğiz. Halkevi önlerinden Efe Petrol önlerine yürüyeceğim. Yalı camisi önlerinde insan kümelerini göreceğim. Şahabettin Bilgisu Caddesi’nden Menekşe Teknik Ticaret’e
[5] yürüyorum. Terden sırılsıklam oldum. Başımı ıslatacağım, elimi yüzümü yıkayıp, buzdolabından soğuk su içeceğim.

Sıcak ve aşırı nem insanın aklını başından alıyor adeta. Çevremi izleyerek yürüyorum. Tek düşündüğüm bir an önce soğuk su içmek ve başımı ıslatıp rahatlamak. Alemdar Caddesi köşesini geçiyorum. Köşede Köfteci Abdullah var. Bitişiğinde de Thenes Şarapevi. Dükkanı geçerken içeriden bir “Erkan…” sesi duyar gibi oluyorum. Başımı

çevirip bakınca tanıdık bir yüz göremiyorum. Yoluma devam edince arkamdan ses yeniden duyuluyor… Dükkandan çıkan Erman Yazıcı.

Erman Yazıcı benim 1984-1985 yıllarında çalıştığım Seka Genel Müdürlüğü’nden iş arkadaşımdı. Ben Dışalım Servisi’nde çalışıyordum. Son yıllarda da İzmit Imre Thököly Dostluk Derneği’nde
[6] gönüllü çalışmalarda yollarımız çakışmıştı. Köfteci Abdullah’da kasada çalışmaya başlamış. Köfteci dükkanına girip kasanın karşısındaki masaya oturuyorum. Usta ve garsonlara selam verip hal hatır soruyorum.

Gelmişken bari karnımız doyurayım diyorum. Cebimde son TL 10.00 kağıt param kaldı. Birkaç TL de demir param var. Çalışırken devletim maaşımdan inanılmaz paralar kesip durdu. Ben devlete çalıştım. Devletim zengin ben yoksulum. Devlete çalışmayanlar İzmit’in tüm cadde ve sokaklarında devlete ödemedikleri vergi karşılıkları paralarla alınan lüks araçları ile arz-ı endam ediyorlar.

Bu kadar Mercedec ve BMW Almanya’da bu kadar Audi İsveç’te, bu kadar Jeep ABD’de bu kadar yoldışı araç Çin’de yoktur! Araçlar şirketlerin üzerine kayıtlı. Her tür gider ve masrafları da gidere kaydediliyor.

Cep telefonum çalıyor. Gerecin ekranında Mustafa Afal yazıyor. TMMT’de
[7] sevdiğim bir arkadaşım. Sapanca kökenli. Hal hatır soruyoruz karşılıklı. Üretim arakları azalmış, Taktime denilen süreyi uzatmışlar. Ağustos 2010’da yapılacak 3 haftalık Genel Duruş bir haftaya çekilmiş. İzin yerine maaş alınacak demek bu. İşyerinin çalışanlara sözümona bir lütuf!

Mustafa Afal beni neden aradığı konusuna geliyor. 17 Temmuz 2010 Cumartesi günü, saat 17:00’de Sapanca Kırkpınar’da bir Café Açılışı olacakmış. Bu açılışa davet ediyordu beni
[8]. Beni unutmamış ve mutlu oldukları bir olaya davet ediyor ve beni aralarında görmek istiyordu. “Elbette…” dedim “geleceğim. Beni unutmayıp anımsaman ne güzel!”

Telefon konuşmam bitti. Erman Yazıcı ile İzmit Imre Thököly Dostluk Derneği’nin son zaman etkinliklerini konuşuyoruz. Carnuntum-Izmit 2010 etkinlikleri ile ilgili olarak, Seka Park Oteli’nde
[9] Numan Gülşah ile son görüşmemizden bu yana ben etkinliklerle ilgilenmiyordum. Telefonum tekrar çaldı. Yaşar Uzun. Yan tarafta Thenes

Şarapevi’nin
[10] önünde oturuyormuş. Hesabımı ödeyip ayrılacağım Köfteci Abdullah’tan[11].

Yaşar Uzun, Thenes Şarapevi’nin Alemdar Caddesi üzerindeki kaldırım üstü masalarından birisinde oturuyor. Yanında Yusuf Ziya Tom’un bir arkadaşı. Selam verip masalarına dahil oluyorum. Masadaki soğuk suya ortak oluyor. Yer yaş, yol asfalt, yapılar beton ve sıva. Her yer sıcaklık ve alev kusuyor. Oksijen üreten bir şey yok. Tenteler ısıyı geçiriyor.

Cep teflonum çalışıyor. Arayan sevgili eşim Hanife Aykan Kiraz. Annesi Zeliha Aşıkoğlu Aykan’ın kapı komşusu Emine Tekür’ün bankada bir işi varmış. Annesini ve onu çarşıya getirmiş. İşleri bitince Yenicuma Parkı Çay Bahçesi’ne gelmişler. Bir süre oturup izin istiyorum. Yaşar Uzun arkadaşı Ömer Baran Ergenç ile buluşmuştu.

Geçerken Menekşe Teknik Ticaret’e uğruyorum. Ali Osman Aykan kapı önündeki bankta hava alıyordu. Elinde de bir fincan çay. Çay isteyip istemediğimi sormuştu. İstemiyordum. Yanımıza gelen Ziya Kılıç da çay içip içmeyeceğimi sormuştu. Hasan Tutal bir köşede oturmuş dinleniyor. Uğur Menekşe muhabbet etmek istiyor ama vaktim yok. İsmail Menekşe ressam dostu Osman Akbay ve muhasebeci çalışan Derya Taşkın büro bölümündeler. Aydın Menekşe, el sallayıp selam veriyor.

Ali Osman Aykan ile gidiyoruz Yenicuma Parkı Çay Bahçesi’ne. Şahabettin Bilgisu Caddesi’nden Pertev Paşa Caddesi’ne dönüyoruz. Yenicuma Camisi taş avlusunun batı-kuzey köşesinden geçiyoruz. Bakınıyoruz masalara. Bizimkiler ortada yok! Akça Ağaçların altında, aynı yerde oturuyor Muhittin Bakan ve Fikri Orhan. Telefon edip öğreniyorum. Beni beklemişler. Ama nem ve sıcağa dayanamamış annesi ve Emine Tekür. Arabayı otoparka bırakmış. Şimdi aracın başındayım. Şirintepe’ye döneceğiz diyordu Hanife Aykan Kiraz.

Dostların masasına oturduk. Selam sabah. Hatır sorma. Masanın üzerinde Fikri Orhan’ın getirdiği bir kitap poşeti var. Siyah cilt bezi ile ciltlenmiş eski baskı bir kitap: “Musa & Yahudilik”
[12]. Yazarı Hayrullah Örs. Yahudi Tarihi’ni Mezapotamya[13], Filistin, Asurlular, Babilliler, Urlular, Araniler ve Fenikeliler zamanlarından ele almış yazar. Sami Boyları’nın dağılışı ve İbrani Dilleri diye tanımlanan Üç Sessiz Harfe dayalı diller; Asurca, Aramice, Fenikece, İbranice ve Arapça’dan söz ediyor. Tek Tanrılı İbrani İnancı öncesi, Habiri diye bilinen sonraları Yehuda ile Yahudi ya da İsrail Oğulları diye bilinen Yahudiler’in Kadim Dinleri, Mezopotamya ya da Bilad al-rafidayn diye bilinen alanda yaşayan uygarlıklardaki Dini İnançlar ve Kadim Mısır’ın

Dini İnançları’ndan etkilenmeleri, Yahudilerin göçebelikten kent yaşamına geçişleri, devlet kurmaları, yaşamlarını kayda almaları, krallıklarının düşmesi sonrası sürgüne gönderilmeleri, Mısır’a gidişleri ela alınmış.

Sayfalarını hızla çeviriyor ve göz atıyorum konu başlıklarına ve altında yazan ilk paragraflara. 13. yy.da ortaya çıkan Zohar, Kuzey Afrika ve İber Yarımadası’nda yaşananlar, Almanya ve Polanya’da yaşananlar ve zorunlu göçlerle İspanyol Yahduileri’nin 1492’de Osmanlı İmparatorluğu’na sığınmaları, geri kalanların Arap egemenliğindeki Kuzey Afrika ülkelerine geri dönmeleri anlatılıyordu.

Osmanlı İmparatorluğu’nda, İzmir’e yerleşen Sefarad Yahudileri’nden Sebatay Sevi’nin
[14] ortaya çıkışı, Küdüs’te Gazeli Nathan ile tanışması ve Nathan’ın Sebatay
Sebatay Sevi © Copy Righted to Wikipedia.Org wikipedia.org . All Rights Reserved.

Sevi’yi Mesih olarak açıklaması ve ona inanması, Sebatay Sevi’nin Müslüman olması ile görünürde Müslüman gizlide Sebatay Sevi’ye inanan Dönme Cemaati’nin
[15] çıkması konusuna da yer veriliyordu. Sebatay Sevi bölümünü hızlı biçimde okuyuvermiştim. Fikri Orhan’da kitabı okumak için aldım.

Ali Osman Aykan işine geri döndü. Yaşar Uzun ve Ömer Baran Ergenç aramıza gelemediler. Akşam üzeri saatlere yakın kan ter içinde ağabey kardeş Prof. Dr. Atilla Çetin geldi masamıza. Muhittin Bakan’dan aldığı bir kitabı okumuş geri getiriyordu. Muhittin Bakan kitabı bakıp incelememiz için biz everdi. İlginç bir kitaptı. Murat Bardakçı “Son Osmanlılar-Osmanlı Hanedanının Sürgün Öyküsü” yazmıştı 2006 yılında
[16]. Kitabın adını durmuştum ama ilk kez elimde tutuyordum.

Hanife Aykan Kiraz kızımız Aybüke Beren Kiraz’ı BTK’dan alıp eve dönerken beni aramıştı. İstersen seni geçerken alayım diyordu. Teşekkür etmiş, dostlarla oturacağımı söylemiştim. Saatler ilerledi ve Fikri Orhan’ın “Haydi Abbas..” sözleri ile kalktık. Çay bedeli için adisyonun yanına katkı paralarımızı bıraktık. Hasan Basri Kaya Derince’ye dönecekti. Muhittin Bakan, Fikri Orhan ve ben Yürüyüş Yolu’ndan Leyla Atakan Caddesi’ne doğru yürüyecektik.

Muhittin Bakan, Ulugazi İlöğretim Okulu güneyindeki Rauf Orbay Sokak’ta ayrıldı. Ben de Leyla Atakan Caddesi’nde Fikri Orhan’dan ayrıldım. Caddeden güneye yürüdüm. Turgut Özal Köprüsü’nden güney yana geçtim. Otobüs durağı kalabalık. Güneş gözleri yakıyor. Bir sürü otobüs arka arkaya yanaşıyor durağa. Güneş gözlüklerim gözlerimde. Batıya bakılamıyor. Gözler kamaşıyor ve kısılıyor, yüz kırışıyor.

Otobüs şansıma boş. Pencere dibindeki boş bir koltuğa geçiyorum. Çantamdan “Musa & Yahudilik” kitabını çıkartıp okumaya başlıyorum. Bir şey ile meşgul iken yol hızla bitiyor. Birisi omzuma dokunuyor Akarca Deresi köprüsünü geçerken. Yuvam Akarca Konutları’nda oturan, TMMT’den bir dost. İşyerinde yıllar önce yönetim bölümüne alınanlardan birsi. Şimdilerde üretime geri gönderilmiş. Beli ağrıyormuş. İstirahat almış. Hastaneden, muayeneden geliyorum diyordu.

Kentsa Sitesi köşesinde inip yürüyorum fıstık çamları kenarından site kapısına doğru. Gürkan Büfe’den sigara alıp eve döneceğim. Karnım acıktı. Kapıyı Bengisu Kiraz ve Hanife Aykan Kiraz açıyor. Bengisu Kiraz’ın LYS Sonuçları ve Üniversite Seçenekleri’ni konuşuyorlarmış. Kızımızın puanları Sanat Tarihi ve İngiliz Dili & Edebiyatı bölümlerine yeterli geliyormuş. Kesin sonuçlar ve tercih kitapçıkları yakında gönderilecek.


Bengisu Kiraz’ın yakın arkadaşlarından iyi puan alan yokmuş! Kimse umduğun ve beklediği sonucu yakalayamamış. Özge Koç da alan dışı tercih yapabilecekmiş. Bengisu Kiraz’ın 2010-2010 Öğrenim Yılı için alınacak 708 bin öğrenci sayısı arasında puanlarının ortalama sıralaması 168 binlerde.

Akşam yemeğimizde Salata ve taze Fasulye var. Balkonda, ikimiz yiyoruz yemeğimizi. Kızlarımız tok.

[Erkan Kiraz, Alikahya, Izmit, Turkey on Friday, July 16, 2010].

© Copyright 1999-2000-2010. http://erkankiraz.blogspot.com/ & http://www.scribd.com/erkankiraz. Pictures, Documents, Materials, Stories, Ottoman Archives, Turkish Republic Archives or Other Information & Knowledge in this page may not be reproduced in any form without expressed written permission from Erkan Kiraz, nor may it be sold or otherwise transferred to a third parties.

For whatever aims they could not be copied, recopied, reproduced, transmitted, distributed, redistributed in any form or by any means, graphics, electronic, or mechanical, including photocopying, recording or taping, or by any information storage retrieval system, or used, reused on any written documents, texts, undergraduate certificates, bachelor's degrees, bachelor's levels, books or in any kind of digital or electronically environments & media, either they are regarded as profit-gaining or non-profit gaining or educational purposes.

Erkan Kiraz, Email:
erkankiraz@yahoo.com provides all those stories at http://erkankiraz.blogspot.com/, http://www.scribd.com/my_docs, http://erkankiraz.multiply.com & http://www.panoramio.com/user/2404315.
© 1999-2010 Copy Righted to Erkan Kiraz
erkankiraz@yahoo.com. All Rights Reserved.

[1] Bir Krizin Kısa Hikayesi: Korkut Boratav. Arkadaş Yayınevi, 2009.
[2] Prof. Dr. Korkut Boratav: 1935’te doğdu. 1959’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1960 sonunda Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne maliye asistanı olarak girdi. 1964’te, aynı fakültede, “iktisat doktorası”nı tamamladı. 1964-1966’da Cambridge Üniversitesi’nde araştırmalar yaptı. 1972’de doçent oldu. 1974’te Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi’nde danışmanlık yaptı. 1980’de Ankara Üniversitesi Senatosu’nca profesörlüğe yükseltildi. 1983’te Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı’nca 1402 sayılı yasaya göre üniversitedeki görevine son verildi. 1984-1986’da Zimbabwe Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. Danıştay kararıyla yeniden Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne dönen Boratav, bu okuldan 2002’de emekli oldu. Boratav’ın Eserleri: Türkiye’de Devletçilik, 1923-1950: İktisadi Düşünceler ve İktisadi Mevzuat (SBF Maliye Enstitüsü, Türk İktisadi Gelişmesi Araştırma Projesi No. 16, 1962), Kamu Maliyesi ve Gelir Dağılımı: Kavramlar ve Metod Meseleleri (SBF, Doktora tezi, 1965), Gelir Dağılımı: Kapitalist Sistemde, Sosyalist Sistemde, Türkiye’de (100 Soruda Dizisi, Gerçek Yayınevi, 1969), Sosyalist Planlamada Gelişmeler (SBF; Savaş Yayınları, 1973), Türkiye’de Devletçilik (100 Soruda Dizisi, Gerçek Yayınevi; Savaş Yayınları, 1974; İmge Kitabevi Yayınları, 2006), Uluslararası Sömürü ve Türkiye (YSE İş Sendikası Temel Eğitim Dizisi, 1979), Tarımsal Yapılar ve Kapitalizm (SBF, 1980; Birikim Yayınları; İmge Kitabevi Yayınları, 2004), İktisat Politikaları ve Bölüşüm Sorunları: Seçme Yazılar (Belge Yayınları, 1983), Krizin Gelişimi ve Türkiye’nin Alternatif Sorunu (Ş. Pamuk ve Ç. Keyder ile birlikte, Kaynak Yayınları, 1984), Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı için Konut Sektörü ve Politikaları Üzerine Bir Model Önerisi (H. Ersel ve Y. Kepenek ile birlikte, Kent Koop, 1984), Die Türkische Wirtschaft im 20. Jahrhundert: 1908-1980 (Dagyeli Verlag, Türkiye İktisat Tarihi’nin çevirisi, 1987), Stabilization and Adjustment Policies and Programmes-Country Study 5: Turkey (WIDER, 1987), Türkiye İktisat Tarihi: 1908-2007 (Türkiye İktisat Tarihi: 1908-1985 adıyla, Gerçek Yayınevi, 1988; İmge Kitabevi Yayınları, 2003-7. baskı, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010), İktisat ve Siyaset Üzerine Aykırı Yazılar (BDS, 1988), 1980’li Yıllarda Türkiye’de Sosyal Sınıflar ve Bölüşüm (Gerçek Yayınevi, 1991; İmge Kitabevi Yayınları, 2005), Türkiye’de Sanayileşmenin Yeni Boyutları ve KİT’ler (Editör, Ergun Türkcan ile birlikte, Tarih Vakfı/Yurt Yayınları, 1993), İstanbul ve Anadolu’dan Sınıf Profilleri (Tarih Vakfı/Yurt Yayınları, 1995; İmge Kitabevi Yayınları, 2004), Türk KİT Sisteminin İktisadi Değerlendirmesi, Araştırma Raporu (Y. Kepenek, E. Taymaz, T. Bali, N. İ. Ertuğrul ve M. A. Candan ile birlikte, KİGEM ve Friedrich Ebert Vakfı, 1998), Yeni Dünya Düzeni Nereye? (İmge Kitabevi Yayınları, 2000, 2004), Küreselleşme, Emperyalizm, Yerelcilik, İşçi Sınıfı (E. A. Tonak, O. Türel, C. Somel, T. Şengül, H. Arslan ile birlikte, İmge Kitabevi Yayınları, 2000, 2004), Türkiye Ekonomisinin Son Durumu (Türkiye Bilimler Akademisi Forumu, No. 10, 2002), Marksizm ve... (A. Özkanaç, A. E. Doğan, A. Yalçınkaya, B. Ünlü, C. Eroğul, F. Alpkaya, M. Özuğurlu, O. Karahanoğulları, Ö. Sezgin, S. K. Çelik, T. Timur ile birlikte, İmge Kitabevi Yayınları, 2003), Bir Krizin Kısa Hikâyesi (Arkadaş Yayınları, 2009), Aydınlık Bir Adam - Korkut Boratav, Söyleşi: Hakan Güldağ - İbrahim Ekinci (İmge Kitabevi Yayınları, 2010). [Teşekkürler: www.imge.com, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[3] Filipinler'de salı akşamından bu yana etkisini hissettiren Conson Tayfunu, en az 37 kişinin ölümüne, binlerce insanın da evsiz kalmasına neden oldu. Ülkenin yeni seçilen Devlet Başkanı Benigno Aquino III, televizyonlardan canlı yayınlanan acil durum toplantısında, meteoroloji yetkililerini azarladı. Devlet Başkanı, yetkilileri, tayfunun başkent Manila'yı da vuracağını tahmin edememekle suçlarken, bu yüzden hükümet kurumlarının felakete hazırlıksızlık yakalandığını belirtti. Yirmi altı balıkçının da halen kayıp olduğu ülkede, bugün itibarıyla Manila'ya tekrar elektrik verilirken, okullar açılmaya, uçak seferleri de normale dönmeye başladı. [Teşekkürler: Hürriyet Gazetesi, 16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[4] Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Bilim & Teknoloji Kulübü [KBB BTK]: Cumhuriyet Mah. Lale Sok. No: 14, İzmit. Tel: +90-262-226 83 84. [06.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[5] Menekşe Teknik Tic. & Sa. Ltd. Şti.: İsmail Menekşe. Anakara Cad. No: 50, 41040, Tel: 262-321 94 64, 32 50 53, Fax: 262-322 51 17, Email: menekseltd@yahoo.com, İzmit.
[6] Association For Imre Thokoly Friendship of Izmit [Kocaeli]: [Izmit Thokoly Imre Dostluk Dernegi - Thököly Imre Barati Tarsasag]: Chairman: Mr. Ertunc Baykal. Kozluk Mah. 2. Cad. No: 18, D: 5, Izmit-Turkey. Tel: +90-262-22 18 18, Fax: 90-262-331 18 18, GSM: +90-535-629 15 86, Email: ertbaykal@gmail.com. [16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[7] TMMT [Toyota Motor Manufacturing Turkey]: Nehirkent, 54580, Tel: +90-264-295 02 95, Fax: +90-264-295 12 95, Sakarya, Turkey. Email: iletisim@toyotatr.com, http://www.toyotatr.com/. [16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[8] Mustafa Afal: Café Açılışı: 17 Temmuz 2010 Cumartesi, Saat 17.00, Kırkpınar, Sapanca-Sakarya. [16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[9] Hotel Seka Park: Kozluk Mah. Seka Alani, 41200, Izmit-Kocaeli, Turkey. Tel: +90-262-325 23 19 (Pbx), Fax: +90-262-325 23 29, www.otelsekapark.com, Email: info@otelsekapark.com.
[10] Thenes Şarapevi: Irtibat; Hanife-Yusuf Ziya Tom. Ömerağa Mah. Alemdar Caddesi, No: 4, Izmit, Turkey. Email: yusufziyatom@yahoo.com, www.thenessarapevi.com. Tel: +90-262-331 37 73. GSM: +90-533-492 47 88. [13.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[11] Köfteci Abdullah: Şuheda Oruncak. Ömerğa Mah. Alemdar Cad. No: 2, İzmit. Tel: 331 97 69. [16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit]. 16.07.2010, Saat: 12:49, Fiş No: 5, TL 9.00. Bir porsiyon Köfte ve bir kutu coca cola.
[12] Musa & Yahudilik: Hayrullah Örs. Remzi Kitapevi, 1966, İstanbul. [Fikri Orhan Kitaplığı: Kitap No: 337, Okunuş Tarihi: 15.01.1981. 16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[13] Mezopotamya [Antik Yunanca: [Μεσοποταμία]: Mesopotamia: İki Nehir Arası, Arapça: [بلاد الرافدين]: Bilad al-rafidayn: İki Nehir Arası]: Fırat & Dicle Nehirleri arsı toprakların yer aldığı, Basra Körfezi’ne yakın alanlar. Verimli toprakları ve uygun iklim şartları nedeniyle çok eski zamanlardan beri yoğun göçe sahne olmuş Mezopotamya, birçok farklı kültür ve halkın karıştığı bir bölge olmuştur ve bu nedenle de medeni gelişime sahne olmuştur. Bilinen ilk okur yazar topluluklara ev sahipliği yapmış bölgede birçok medeniyet gelişmiştir ve bu sebeplerden Medeniyet(ler) Beşiği olarak da anılmıştır. Hiçbir zaman Mezopotamya olarak anılan belirli bir siyasi mevcudiyet olmadığı gibi sınırları belirli bir bölge değildir. Basit anlamda Yunan tarihçileri bu bölgeyi anmak için bu adı anmışlardır. [16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[14] Sabetay Sevi [İbranice: שַׁבְּתַי צְבִי Şabbetay Zvi; d. 22 Temmuz 1626, İzmir -Muhtemelen 30 Eylül 1676, Ülgün [Bugünkü Ulcinj, Karadağ]]: Sabetay Sevi 17. yüzyılda Osmanlı Topraklarında İzmir, Agora’da doğdu. 22 yaşında Mesihlik iddiasında bulunan Musevi din adamıdır. Dünyayı kötülüklerden arındıracağına tüm Yahudileri mukaddes İsrail’e götürerek orada yeniden tapınağı inşa edeceğine inanıyordu. Yahudiliği ikiye böldü. Sadece Osmanlı'da bir milyon kişiyi peşinden sürükledi. Her kıtada binlerce mürit edindi. Mahkemeye çıkarıldı, kerhen Müslüman oldu. İnananların çoğu peşini bıraktı ufak bir grup onu takip ederek Müslüman oldu. Bunlar dış görünüşte Müslüman veya Hıristiyan, gerçekte Kabbala Musevi inancına sahip günümüze kadar gelen bir cemaattir. Halk arasında Sabetaycılık adı ile bilinir. İnananları ona Amira derler. Yahudiler, günün birinde bir Mesih'in gelerek kendilerini bu acılardan kurtaracağını düşünüyorlardı. Zor koşullar altında Yahudiler arasında mistizme inananların sayısı da giderek artıyordu. Yahudi Mistizmi’nin en önemli kaynaklarından biri 'Kabala' idi. Görünenin arkasında mutlaka bir başka şeyin gizlendiği fikrinden hareket eden Kabalistler, kutsal metinlerde çeşitli sayılar ve matematiksel işlemlerle gizli gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyorlardı. Ortaya çıkarılmaya çalışılan gizli gerçekler arasında kurtarıcı Mesih'in kim olacağı ve hangi tarihte geleceği de vardı. Bu görüşler içinde en çok rağbet görenlerinden birisi de milenyumda (1000'li yıllarda) bir Mesih'in mutlaka geleceği şeklindeydi. Yine Kabala'da 666 sayısının şeytanın yılı ya da sayısı olduğu şeklinde bir inanış bulunuyordu. [Revelation 13:18, Hexakosioihexekontahexaphobia] Bu iki sonuçtan hareketle, 1666 yılının 'hayati önemine' ilişkin yaygın bir inanış oluştu. [Teşekkürler: Wikipedia.Org: http://tr.wikipedia.org/wiki/Sabatay_Sevi, 16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[15] Sabetaycılık [Dönmeler ya da Dönme Cemaati]: 17. yüzyılda İzmir ve çevresinde ortaya çıkan Sabatay Sevi'nin kurucusu olduğu, onu mesih kabul eden, Yahudi Mistisizmine ve Kabbala'ya dayanan inanç. Diyanet İşleri Başkanlığına göre Sabetaycılık bir İslam mezhebi ya da tarikatı değildir ve İslam düşüncesi içinde yer almaz. Gizliliğin sürdürülmesi amacıyla bu inanca inananlar bulundukları ülkenin yaygın dininde görünmeyi tercih ederler. Sabetaycılar, belli kurallar dahilinde tamamen müslüman ismi almakta ve kendilerini her bakımdan "şüphe edilmeyecek ölçüde" Müslüman göstermektedirler. Kendilerini Yahudiliğe bağlı bir fraksiyon olarak tanımlasalar da Yahudiler tarafından resmi olarak bu dine bağlı kabul edilmezler. Kur'an da ise inanmadıkları halde Müslümanım diyenler Münafikun Suresi'nde ele alınmaktadır. Taraftarları Sabatayistler, Sabatycı, Sabetaycı, Avdedî, Dönme, Selanikli, Meamin, Maminim, Takiyyeci, Munafık gibi farklı isimlerle de anılır. İlk dönemlerde Musevi ibadet ve ayinlerine sadık kalmışlarsa da asıl Yahudilerden tamamen ayrılmış ve onlara "koferim" (kafirler) ismini vermişlerdir. Yahudiler ise renkleri değişen bir balık olduğundan "Sazanikos" (Sazan) demişlerdir. Sabetay Sevi bağlıları çeşitli ülkelerde günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Kutsal şehirleri Selanik'tir. [Teşekkürler: Wikipedia.Org: http://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%B6nmeler, 16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[16] Son Osmanlılar-Osmanlı Hanedanının Sürgün Öyküsü: Murat Bardakçı. © Copyright Murat Bardakçı 2006. Hürriyet Gazetecilik & Dağıtım A.Ş. Hürriyet Medya Towers, 34212, Güneşli-İstanbul, Tel +90-212-677 00 00. [16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].