Sunday, November 30, 2008

Derince Pirireis İlkokulu& Subay Mahallesi Mezarlığı

Pirireis İlkokulu & Subay Mahallesi Mezarlığı
Yazım Tarihi; 20 Haziran 2005 Pazartesi, Şirintepe-İzmit, Yayın Tarihi;
Bugünkü Derince Lisesi ve Sabancı Ortakları ve Çalışanları Okulu’nun yer aldığı alanda bir zamanlar farklı şeyler vardı. Değişimler hızlı olmadı. Adım adım oldu. Araya uzun zamanlar girdi. Ama sonuçta belleklerden yitip gitti her tür görüntü.

Şimdilerde Güney Derince’ye tek giriş sağlayan ana trafik ışıklarından ta Çenedere’ye kadar, günümüzün D-100 olan eskilerin E-5 ve Denizciler Caddesi arasında kalan alanın topografik yapısı oldukça farklıydı. Biz yaştakiler ilköğrenimlerimizi için gittiğimiz Cumhuriyet İlkokulu’na 3. sınıfına gittiğimiz zamanlardı. 22 Kasım 1965 tarihinden önceki zamanlar yani.

Çenedere’nin üzerinde tahtadan bir köprü vardı. Dere kıyısında Briketçi Kamil Amca’nın bahçesinde de ulu çınar ağaçları. Çenedere’nin kıyısında da bir marangozhane vardı Lazlar’a ait. Yeşil Cami’nin yer aldığı alan E-5 beton köprüsüne dek dikenlik, fundalık ve inişli çıkışı tepeliklerle kaplıydı. Bir sürü yabanıl ağaçların yanında ulu servi ağaçlarının süslediği mezarlığın adı Subay Mahallesi Mezarlığı idi. Mezarlığın arasında uzanıp giden bir patika yol vardı. Kolay kısa bir yoldu bu gündüzleri kullanılan. Geceleri de geçenler olur muydu acaba! Taş kaplı ve toprak yol tarafında mezarlığın çitleri vardı böğürtlen dikenlerinin kapladığı.

Ben dokuz on yaşlarında filan olmalıydım. Ta Tarla’dan kalkıp Cumhuriyet İlk Okulu’na giderdik kardeşlerimle.. Her gün bu mezarlığın kenarından geçerdik. İlkin Yoğurtçu Yörük Mehmet Konur amcanın bahçesindeki tulumbadan su içerdik. Kanmadığımızda da Hacı Muhammet Gökçe amcanın bahçesindeki tulumbaya giderdik. Ne uzun olurdu yolumuz. Çenedere’ye ulaşmadan önce Turan Sokak hizalarına dek sadece Lazlar’dan Habib Amca’nın evi vardı. Ev tam şimdiki Pirireis İlkokulu’nun bulunduğu yerdeydi.

Mezarlığın batı köşesinden Habip Amca’nın evinin yer aldığı tepeye dek alana Pirireis İlokulu’nun yapılması için bazı Derinceliler büyük savaş vermişlerdi. Yunan Savaşı’na katılmış Habib Amca çok direnmişti evinin bulunduğu alanın istimlak edilmesine. Bugünkü Sağlık Ocağı’ndan ta 44 Evler önündeki yola dek tepelik alanın belli yerlerine çöp dökülüyordu. Derince’nin çöplük alanıydı buraları. Çenedere’den itibaren E-5’in kıyısı Muhacir Mahallesi’ne çıkan patika benzeri yolun hizasına dek düzlüktü ve Karaçalı dikenleriyle kaplıydı. Pirireis İlkokulu 1965’de hizmete girdikten sonra okulun güney duvarından itibaren bugünkü trafik ışıklarına dek bu alan sarı topraktan oluşma bir tepelik alandı.

E-5 bu tepelik alan kesilerek ortasından geçirilmişti 1955’lerde. Tepeden tepe yolun altından geçen su boruları vardı. Bu su boruları üzerine oturup yoldan geçen araçları izlerdik Çenedere’nin batısında kalan kesimde oturan ailelerin çocukları Pirireis İlkokulu’na aktarıldığında. Ne yoğunluğu vardı ki o zamanlar E-5’in acaba! Bu tepelik alandan kışları kızak kayardı çocuklar. O zamanlarda ne kış oludu ama! Kar kalınlığı biz çocukların boyunda olurdu neredeyse.

Pirireis İlkokulu açıldıktan bir kaç sene sonra da Derince Ortaokulu yapıldı. Tam Subay Mahallesi Mezarlığı üzerine. Bu mezarlıkta yer alan kemikler toplanıp Merkez Mezarlığı’na aktarılmıştı. Ya servi ağaçları, ya mezar taşları! Onlara ne oldu acaba! Hafriyata karışıp gittiler. O zamanların Derince’sinde alan mı yoktu! Boş alan çoktu aslında. Ama Derince Ortaokulu mezarlık üzerine kurulacaktı. Bu mezarlıkta Derince’ye biçim vermiş ilk insanlar yatıyordu aslında. Muhacir Mahallesi’nde tarlada buldukları patlamamış bombaları kurcalayan kardeşlerle arkadaşları bu mezarlığa gömülmüşlerdi.

Bir biçimde Osmanlı zamanlarında İzmit’e yaşamış azınlıklardan Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve Levantenlere ait mezarlıkların kaldırılmasını, ibadet yerlerinin yıkılmasını ya da camiye dönüştürmesini anlayabilir insan. Aynısı bizlerin sürüldüğü diyarlarda, ülkelerde de bizim geride bıraktığımız mezarlıklarımıza ibadethanelerimize de yapılmıştır.. Ama biz kendi insanlarımızın, yakınlarımızın, büyükanne ve babalarımızın gömüldüğü mezarlıkları neden yıkıp yerlerine başka şeyler konduruyoruz acaba! Hem de uzun soluklu olmayan mekanlar yapıyoruz. Hiçbir yapımız 30 senenin ötesine erişemiyor. Yıkılıyor. Yerine yine 30 sene filan sonra yıkılacak başka bir yapı dikiliyor. Nedense hep yıkılacak yapılar dikiyoruz biz. Derince’de yıkılıp tekrar yapılmayan kaç camimiz var acaba!

Pirireis İlk Okulu’nun batısında kalan tepelik alanda ekin ekilirdi. Şimdiki trafik ışıklarının bulundu düzleştirilmiş alan ise küçük bir vadi gibiydi. Topçu Birliği taraflarından gelen sular bu vadiye doğru akardı. E-5’in altında küçük bir köprü vardı. Yoldan Denizciler Caddesi’ne doğru V biçiminde genişlerdi bu kesim. Alan tamamen çeşitli cinste fundalıklar ve böğürtlen dikenleriyle kaplıydı. Yolun kenarında büyük ağaçlar yer alırdı. Yabanı İncir ağaçları büyümüştü köprünün kenarlarında. Buradan geçen insan uzaktan görünmezdi.

Pirireis İlkokulu’nun toprak işleri yapılırken tepelik alan tarafında eski zamanlardan kalma bazı mezarlar çıkmıştı ortaya. Bu mezar kovuklarında biz oyun oynardık. Çıkan kalıntıların hangi zamanlara ait olduklarını bilmiyorum. Belki Roma dönemlerine belki de daha önceki zamanlara aitti. Geçmiş zamanlara ait hazineler aslında. Belgeler. Ama biz kendi yakın geçmişimizin belgelerine dahi önem vermiyorduk ki! Biz Türkler için böyle şeylerin önemi yoktur. Her şey için ”Yıkmayıp da ne yapacağız!” sorunsu sorarız. Yıkar, yakar geçeriz.

Trafik Işıkları’nın şimdilerde geçtiği yerde daha düne dek yaşayan tek katlı bir ev vardı. Bahçesinde de yıllanmış çam ağaçları. Bu ev sınıf arkadaşlarımdan Osman Korkmaz’ın babası Abdurrahman Korkmaz’a aitti. Sonraları evin yola bakan arka tarafına araba tamir dükkanları açılmıştı. Burada yol düzenlemesi yapılana dek de bu dükkanlar çalışmıştı. Trafik Işıkları’nın yer aldığı eskilerin vadisinin daha batısında ise Tatarlar’dan Rasim Koyunlu’nun Koyun Sayası vardı. Saya vadiden sonra batı tarafta yer alan ikinci bir tepenin kuzey yamacına yapılmıştı. Sayanın çevresi çeşitli türde çalılıklarla kaplıydı. Sayanın kıyısında çalılıklar arsından E-5’e doğru bir patika yol geçerdi. Yolun ulaştığı yerde ise başka bir köprü vardı. Biriken suların yolun güney tarafına akmasını sağlayan.

Koyun Sayası’nın yer aldığı tepenin E-5 tarafı kesik bir yamaçla inerdi yola. Bu yamaçtan çıkan sarı beyaz toprak kerpiç evlerin sıvanması ve boyanması için uygun malzeme içerirdi. Tepenin güney tarafında yer alan devamı üzerinde ise yıllarca burada kalacak olan PIRELLI levhası vardı. Derince’nin Çöplüğü Pirireis İlkokulu yapıldıktan sonra PIRELLI levhasının yer aldığı bu tepe ve daha güneyinde kalan çukurluk alana kaydırılmıştı. Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer derler. Hayali cihan değecek küçük bir kanıt bıraktık mı Derince’de geçmişten günümüze kalan acaba!

© Copyright Hakkı Erkan Kiraz’a Aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazı ancak kaleme alanın önceden yazılı izni alınarak tekrar yayınlanabilir ya da dağıtılabilir. © Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved. This study may be re-copied or re-distributed only with prior consent of its Author. Written & Edited By Erkan Kiraz erkankiraz@yahoo.com on various dates.

Access Info; Erkan KIRAZ; Work Address; Import & Export Expert, Toyota Otomotiv Türkiye A.S. P.K.161, Adapazari, Nehirkent 54000, Turkey. Tel: +90-264-295 10 82 Direct, Fax: +90-264-295 00 82,
erkan.kiraz@toyotatr.com Home Address; Kentsa Sitesi. A15, D: 1, Alikahya-Izmit, Turkey. Home Tel; +90-262- 319 41 00, GSM; +90-532-613 31 02, E-Mails; erkankiraz@yahoo.com, erkankiraz-41@hotmail.com, URLs; http://www.mtuncel.com, http://www.gezinotlari.net, http://erkankiraz.blogspot.com, http://erkankiraz.multiply.com/, http://www.panoramio.com/user/2404315.