Monday, July 19, 2010

Cam Adam Zekeriya Unal – Glass Man Zekeriya Unal - Turkey


Cam Adam Zekeriya Unal – Glass Man Zekeriya Unal - Turkey

“Cam Adam” Zekeriya Ünal © Copy Righted to Zekeriya Ünal. All Rights Reserved. Email: erkankiraz@yahoo.com.


“Cam Adam” Zekeriya Ünal © Copy Righted to Zekeriya Ünal. All Rights Reserved. Email:
erkankiraz@yahoo.com.

Modesty Balse Çizgi Romanı-İngiltere & İngiliz-ABD Ortak Yapımı film: My Name is Modesty Blaise. © Copy Righted to concerned parties. All Rights Reserved. Email: erkankiraz@yahoo.com.


Modesty Balse Çizgi Romanı-İngiltere & İngiliz-ABD Ortak Yapımı film: My Name is Modesty Blaise. © Copy Righted to concerned parties. All Rights Reserved. Email: erkankiraz@yahoo.com.

Gece yarısından sonraki saatler. Saatler 02:30’den sonraki saatler… Üçlü koltuğa uzanmışım. TV kanalları arasında dolanıyorum. Star TV kanalında bir film var “Kumarhane Baskını”. Filmin özgün adı “My Name Is Modesty”[1]. Bu filmi daha önceleri izlemiş ve çok beğenmiştim. Tekrar izlemekten zevk alacağımı düşündüm.

Bir kumarhaneye baskın yapılır. Kumarhane sahibi yolda tuzağa düşürülüp öldürülür. Kumarhane sorumlusu genç bir bayan. Kumarhaneye baskın yapanların önderi ile bir pazarlığa başlar. Oynayacakları rulette kazanırsa, rehinelerin özgür bırakılmasını ister. Kaybetti her bir döngüde kendi yaşamından kesitler anlatır.

Bayanın adı Modesty Blaise[2]. Balkanlar’da bir ülkede doğmuş. Anne babasını yitirmiş. Sığınmacı Kampları’na büyümüş. Hırsızların musallat olduğu bir yaşlıyı kurtarırı. Kız saldırganlardan birisini öldürür. Yaşlı adamla kamptan kaçarlar. Adamın heybesinde sadece bir kitap vardır. Kral Arthur’un Yaşamı. Yaşlı adam belgesiz ve kimliksiz bir adamdır. Bilge birisi. Ülke ülke dolaşıp okuma yazma öğretmektedir. Hindistan’dan Balkanlar’a dek dolaşmış birisidir. Birçok dil bilir. Modesty Blaise’e okuma yazmayı öğretir. Dövüş sanatlarını ve kendini koruma yollarını öğretir. Yaşlı adam bir çatışmada ölür ve kız yalnız kalır.

Daha sonra kumarhane sahibinin kumarhanesinde hırsızlık yaparken yakalanır. Kumarhane sahibi onu affeder, karnını doyurur ve ona kumarhanesinde iş önerir. Kumarhaneye baskın yapan kişide, babasını 12 yaşında gömmüş bir adam. Babasının kumarhane sahibinden satın aldığı silahların tümü arızalı çıkmıştır. Yaşamı babasının intikamını kumarhane sahibinden almaya yemin etmekle geçmiştir.

Evin içi hala çok sıcak ve nemli. Tere gömülüyor insan. Ne zaman serinler hava! İnanılır gibi değil… Filmin sonunda şöyle bir söz var. Modesty Blaise diyor ki; “Bazı insanlar şanslarının sonsuza dek süreceğini düşünür”… “Ama ben şansımı gereksinim olduğunda kullanmak isterim”…

Ben de yaşamda insanın %5o şansı olması gerektiğine inanırım. Şayet insan doğarken %50 şanslı değilse, geri kalan %50 şansını yakalama olasılığı ya vardır ya da yoktur. Bunu asla bilemez. O nedenle fırsat olduğunu düşündüğü her olanağı kullanmalıdır…

Sultan II. Abdülhamid’in kızı Ayşe Sultan ile Suriye eski Cumhurbaşkanı Prens Ahmet Nami Bey’in 93 yaşındaki oğlu Osman Nami Osmanoğlu son yolculuğuna uğurlanmış. Fatih Camii’ndeki törene Başbakan RTE ve 4 bakan katılmış. Osman Nami Osmanoğlu, mezar yerini kızlarının seçtiği II. Mahmud Türbesi’nde toprağa verilmiş. Üzerine Türk bayrağı örtülen cenazeye RTE ve bakanlar da omuz vermiş.

Öğleden evvel uyanıyoruz. Kızlar derin uykudalar. Sabaha karşı uyumuşlar. Hanife Aykan Kiraz kahvaltı hazırlığına başladı. Beni de Gürkan Büfe’ye[3] gönderdi. Bir somun ekmek ve kızlarım içi Niğde Gazozu alacağım.

Gürkan Takak büfenin batı yanında, sehpa çevresine koyduğu Werzalit benzeri sandalyede bekliyor. Hafta sonu geç kalkanlar, bir şeyler almak için gelip gidiyorlar. Nem sabahtan, erken başlamış olmalı. Serinlik egemen olmamış sabaha dek!

Güvenlik Yapısı içinde, güvenlik elemanları ile oturan, üzerinde turuncu renk tişörtlü Necdet Yahşi[4] de var. “Good morning. Today is Sunday and you are here!” diyorum. Necdet Yahşi uzun yıllar çalıştığı Amerikan ticari gemisinde birden fazla dil öğrenmiş. Arapçası, Yunancası ve İngilizcesi mükemmel… “Good morning! Yes, it is Sunday but for me it is working day!” diye yanıtlıyor…

Kahvaltı masamız balkonda hazır. Neler yok ki masamızda. Patates Kızartması ve Haşlanmış Yumurta. Yumuşak ve Porsiyon Beyaz Peynir, Taze Kaşar, Vişne ve Çilek Reçelleri, Siyah Zeytin ve taze demlenmiş çay. Kızlar bizden sonra katılacaklar bize. Önce Bengisu Kiraz. O kalkıp gittikte sonra da Aybüke Beren Kiraz.

Keyif çayımı yudumlarken, Fikri Orhan’dan okumak için aldığım “Musa & Yahudilik”[5] kitabında, kaldığım yerden sürdürüyorum okumamı. Eski Ahit ya da Eski Sözleşme bölümünde kalmıştım. Bunun İngilizcesi Old Testament. İsrail Oğulları ya da Ben-i İsrail. Musa ya da Mose. Bunun alt bölümleri Musa & Firavun ve Pesah Bayramı. Burada kesiyorum okumamı. Bu alt bölüme dek bildiğim ama yazıp yanbilgi olarak kaydetmekten hoşlandığım bazı tanrı adları, yer adları, olayların geçtiği yer adları ve İsrail Oğulları’nın kabile önderleri, kralları ya da peygamber adlarını da yazıyorum…

Aybüke Beren Kiraz, Kentsa Sitesi[6] içinden arkadaşı Aylin Kırmızı ile Arasta Park AVM’ye[7] gidiyor. Annesinden cep harçlığını almış. Arkadaşı ile AVM’nin üçüncü katında, yeme içme yerlerinde keyif atacaklar. Kahve Dünyası’nda[8] bir şeyler yiyecekler.

Öğleden sonrası saatler. Evde aşırı nemden bunaldım. Kent merkezin gitmek istiyorum. Hanife Aykan Kiraz pışı yapacak. Yana da kısırı. Barış Aykan anne babası Zeliha Aşıkoğlu-Ali Osman Aykan, ablası Nalan Aykan ve iş arkadaşı Jale Tüzün’ü alıp akşamüzeri saatlerde bizim eve gelecekler. O saate yakın kalır geri dönerim diyorum. Olmadı Barış Aykan beni geçerken alır diyorum…

Kentsa Sitesi’nden çıkarken, Gürkan Büfe önünde Gürkan Takak ile site sakinlerinden Volkan Sönmez muhabbet ediyor. Bir süre onlara takılıyorum. Volkan Sönmez arabayı alayım, birlikte gidelim diyor. Onu beklerken Gürkan Takak’tan iki pet şişe soğuk su alıyorum. Açık boncuk renkli, Hyundai Getz aracı var. 42 Evler yolu ile gidiyoruz NCity AVM önündeki parka. Köprüden karşıya geçip Yenicuma Parkı Çay Bahçesi’ne gidiyoruz.

Evden çıkmadan önce Fikri Orhan’a telefon etmiştim. Ben evden çıktım, burada oturuyorum demişti. Dediği gibi Akçaağaçların altında, bir masada, tek başına oturuyordu. Poşetinden çıkarttığı Osmanlıca baskılı, olasılıkla Ahmet Cevdet Paşa’nın[9]

“Muhtasar İslam Tarihi” adlı kitaptan transkripsiyon yapıyordu. Selam verip ona katıldık. Bize birer bardak çay ikram etti. Okuduğu kitabı alıp görüntülerini aldım birkaç sayfasının. Kitabın toplam sayfa sayısı 240’tı. Baştan birkaç sayfayı ben de okudum. Bazı baskı türünü okumada zorlanıyordum.

Nem beni kötü vuruyor. Boş çuval gibi hissediyorum kendimi. Oturduğum yerde yıkılacağım. Üzerime ağırlık çöküyor. Bir adet Supradyn hap var. Suyum çantamda. Hapı içip bekliyorum. Böbrek Taşı’nın da aşırı gaz baskısı var. Bunaldım. Keşke inmeseydim kent merkezine diyorum içimden. Barış Aykan telefon edip araçta yer olmadığını bildiriyor.

Yaşar Uzun’u arıyorum cep telefonundan. Hasan Basri Kaya ile gelmiş. Kısa süre sonra aranızdayız diyordu. Çok geçmeden geleceklerdi. Volkan Sönmez eve geri dönecekti. O kalktıktan sonra da Muhittin Bakan geldi. Fikri Orhan‘ın yaptığı transkripsiyon metnin okumasını ve varsa yanlış okumaları düzeltti.

Dostlar konuşurken Hasan Basri Kaya ile benim gözlerim kapanıyor. Sandalyede uyuyacağız. Hanife Aykan Kiraz telefon ediyor. Saat 17:30 filan olmuş. Kalkıp elimi yüzümü yıkayayım, saçlarımı ıslatayım, dolmuş durağına gidecek denli gücü toplayayım diyorum. Pazar günü İzmit’e sokaklar ve caddeler boş. Bu sıcakta dışarıya kendisini atanlar da gölgelik yer arıyor. Tümden taşlaşmış kentte bir avuç ağaçlık alan var. Yenicuma parkı da onlardan birisi. Çay bahçesinde tüm masalar dolu. Parkın bankları da dolu.

Saat 18:30 sularında hep birlikte kalkıyoruz maadan. Yaşar Uzun ile Hasan Basri kaya Derince’ye gitmek için batı yana biz ise evlerimize gitmek için doğu yana dönüyoruz. Leyla Atakan Caddesi’nde ayrılıyoruz Fikri Orhan ile. Muhittin Bakan daha önce ayrılmıştı bizden.

Alikahya otobüsünde tekli koltukta oturuyorum. “Musa & Yahudilik” kitabımı çıkartıp kumaya başlıyorum. Yolun nasıl bittiğini anlamadım. İlk otoyol altı köprü önüne gelmeden kitabı kapadım ve çantama koydum. Kalkıp düğmeye bastım. Otobüs site köşesinde beni indirdi. Hava biraz olsun rahatladı. Akşama doğru rüzgar esintisi başlamıştı.

Eve grince rahatlıyorum. İklimlendirme evin içini rahatlatmış. Pışılarını ve kısırlarını çay eşliğinde yemişler. Bana da getiriliyor bir tabakta. Beraberinde çay. Barış Aykan bize bir günlük eğitim için gitti Gaziantep’ten[10] Çam Fıstığı[11] ve Antep Baklavası getirmiş.

Ana Haberler’e kulak veriyorum. Vermemek olanaksız. Her bir haber daha önce yaşanan kötüleri neredeyse unutturuyor.

Yaz geldi yangın haberleri önyüze çıktı. İlki İzmit Kurfallı Köyü çevresinde çıkan orman yangınıydı. Türkiye’nin birçok yerinde benzer orman yangınları çıktı. Orman Yangınları Yunanistan’ı da vurmuş durumda. En kötü haber ise Gebze’de çıkan fabrika yangını. Tever Sunta Fabrikası gibi İzmit’te de fabrika var. Otoyol kıyısına böylesi bir fabrikanın kurulmasına kenti yönetenler nasıl izin verdiler anlamak olanaksız! Fabrikalara izin

verenler, tehlike yaratacak bu fabrikaların çok yakınlarına konut yapılmasına nasıl izin veriyorlar onu da anlamak olanaksız!

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde kurulu Tever Sunta Fabrikası'nda dün saat 16.00 sıralarında başlayan yangın, havadan ve karadan müdahaleye rağmen hala Yenicuma Parkı

söndürülememiş. Fabrika bahçesindeki 65 bin tomruğun yandığı yangın saat 11.00 sıralarında da hemen yanında bulunan Majser Varil Fabrikası'na da sıçramış. İtfaiye ekipleri alevlerin D-100 Karayolu'na cephesi bulunan bu fabrikayı tamamen sarmasını önlemeye çalışıyor. Bu arada söndürme çalışmaları sırasında İstanbul Büyükşehir İtfaiyesi'nden bir itfaiye erinin merdivenin kayması sonucu ayak parmakları kopmuş.

21 Haziran’daki şehit cenazesinde Aydın MHP il binasının duvarına asılan ve üzerinde Başbakan RTE ile ABD Başkanı Huseyin Barack Obama’nın fotoğraflarının olduğu, “Sen açıldıkça analarımız ağlıyor” yazılı pankart önceki gece saat 23.30’da polis operasyonuyla indirilmişi. MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, “Savcı suç değil diyor, gecenin yarısında eşkıya gibi bir siyasi partinin camına çıkıyorlar” demiş[12].

Irak'ın başkenti Bağdat'ta hükümetin desteklediği Sünni milisler maaşlarını aldığı sırada düzenlenen intihar saldırısında 43 kişi öldü, 41 kişi de yaralanmış.
Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından temsil edildiği toplantı, beklendiği gibi Ermeni ve Azeri heyetleri arasında iki saatlik Karabağ pazarlığına sahne olmuş. AGİT önerlerinin “acil çözüm” çağrısına ve Batı’nın Ermenilerin işgali sonlandırma yolunda bir geri adım atabileceği beklentisine karşın toplantıdan gelişme çıkmamış. Azerilerin “7 rayonun 5’inden çekilin. Kalan 2 şehirde referandum yapılsın” önerisini reddeden Ermeniler, “Önce Karabağ’a self-determinasyon referandumu” ısrarını sürdürmüş.

Fransa’nın güneydoğusundaki Grenoble kentinde banliyö şiddeti yeniden alevlenmiş. Polisin vurduğu Kuzey Afrika kökenli bir gencin cenazesinden sonra çıkan olaylarda, güvenlik güçleriyle çatışan protestocular araçları yaktı, dükkânları yağmalanmış.

ABD ekonomisindeki büyümeye yönelik endişeler, son altı aydır Euro karşısında yükselen Doların yukarı yönlü hareketini durdururken, bazı uzmanların rüzgarın doların tersine doğru esmeye başladığına yönelik değerlendirmelerini de beraberinde getirmiş.

Asya turunda olan Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşen Çin Başbakanı Wen Jiabao, Avrupa’nın Çin’in döviz rezervi yatırımları için önemli bir piyasa olmaya devam ettiğini söyledi.

Yukarıdaki iki kısa haber iki aydır Türkiye’yi de vuran $, € ve Yuan arasında sürdürülen savaşın ne kadar yapay olduğunu, geri planda ABD, Çin Halk Cumhuriyeti ve Almanya yöneticilerinin karşılıklı paslaşmaları sonucu geliştiği anlaşılabilir…

Barış Aykan, Kırkağaç kavunlarından birisini kesip dilimlemiş ve buzdolabına koymuş. Soğuma tamamlanınca bizi balkondaki masaya davet ediyor. Pışı, kısır ve çayın üzerine Antep Baklavası yemiştik. Cila olarak da kavun yiyeceğiz. Hanife Aykan Kiraz, barış Aykan gelince birlikte Yahya Kaptan Mahallesi Pazar Pazarı’na gidip alışveriş yapmışlar.

Çalışanlar için yarın iş var. Konuklarımız evlerine gidecekler. Bizim için yarın öğlene dek uyumak var. CNNTürk TV kanalında “Profesyonel Orduya” geçiş hazırlıkları ile ilgili bir program var. Konuklar: emekli tüm general Armağan Kuloğlu, eski siyasetçilerden Hüsamettin Cindoruk ve bir bayan gazeteci var.

Program bitince kanalları dolaşıyorum. Kanal D TV’de Okan Bayülgen’in sunduğu, canlı sunulan bir program var. Daha önce programına çıkarttığı bir özürlü genç vardı. “Cam Adam” Zekeriya Ünal[13]. İlginç ve dikkat çekici konuşmaları, değişik yaklaşım ve yorumları ile Türkiye’deki özürlülerin yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekiyordu. Okan Bayülgen arada bu gencin açıklamalarına yer verdi. Bir iki görüntüsünü ve konuşmasının kısa videosunu aldım ekran üzerinden.

[Erkan Kiraz, Alikahya, Izmit, Turkey on Sunday, July 18th, 2010].

© Copyright 1999-2000-2010. http://erkankiraz.blogspot.com/ & http://www.scribd.com/erkankiraz. Pictures, Documents, Materials, Stories, Ottoman Archives, Turkish Republic Archives or Other Information & Knowledge in this page may not be reproduced in any form without expressed written permission from Erkan Kiraz, nor may it be sold or otherwise transferred to a third parties.

For whatever aims they could not be copied, recopied, reproduced, transmitted, distributed, redistributed in any form or by any means, graphics, electronic, or mechanical, including photocopying, recording or taping, or by any information storage retrieval system, or used, reused on any written documents, texts, undergraduate certificates, bachelor's degrees, bachelor's levels, books or in any kind of digital or electronically environments & media, either they are regarded as profit-gaining or non-profit gaining or educational purposes.

Erkan Kiraz, Email:
erkankiraz@yahoo.com provides all those stories at http://erkankiraz.blogspot.com/, http://www.scribd.com/my_docs, http://erkankiraz.multiply.com & http://www.panoramio.com/user/2404315.
© 1999-2010 Copy Righted to Erkan Kiraz
erkankiraz@yahoo.com. All Rights Reserved.

[1] My Name Is Modesty: It is a British-American co-produced action drama motion picture released in Europe in October 2003 and North America in September 2004. It did not receive theatrical release, and instead was released directly to DVD in both regions. The film is based upon the early years of the character Modesty Blaise, a former crime boss turned secret agent created by Peter O'Donnell for a classic comic strip that ran from 1963 to 2001, and a related series of novels. [Thanks: Wikipedia.Org, 18.07.2010, The Chrinicles of Erkan Kiraz, Alikahya-Izmit, Turkey].
[2] Modesty Blaise: It is a British comic strip featuring a fictional character of the same name, created by Peter O'Donnell (writer) and Jim Holdaway (art) in 1963. The strip follows the adventures of Modesty Blaise, an exceptional young woman with many talents and a criminal past, and her trusty sidekick Willie Garvin. It was adapted into films made in 1966, 1982, and 2003 and a series of 13 novels and short story collections, beginning in 1965. [Thanks: Wikipedia.Org, 18.07.2010, The Chrinicles of Erkan Kiraz, Alikahya-Izmit, Turkey].
[3] Gürkan Büfe: Güner [Gürkan] Takak. Fatih Mah. Sultan Murat Cad. Alikahya, İzmit, GSM: +90-536-728 10 99. Bir somun ekmek Kr 80. Akşam bedeli ödemeyen iki paket Muratti Ambassador sigarası TL11.00 ve altı şişe Niğde Gazozu TL 4.50. Toplam TL 16.30.
[4] Necdet Yahşi: Yaşı 58. Yunanistan Muhaciri kökenli. Kentsa Sitesi Bahçıvanı. 15 yıl kadar ABD uluslararası ticari gemilerinde çalışmış. Gemide Yunanca, İngilizce ve birden fazla Arap Lehçesi’ni öğrenmiş. Evli ve bir kız babası. Yenişehir’de kendi evinde yaşıyor. Karamürsel Yalakdere’de bir çiftlik evi var. Orada kümes ve büyükbaş hayvaları yetiştiriyor. [Erkan Kiraz’ın Günlükleri, 10.06.2010, Alikahya-İzmit].
[5] Musa & Yahudilik: Hayrullah Örs. Remzi Kitapevi, 1966, İstanbul. [Fikri Orhan Kitaplığı: Kitap No: 337, Okunuş Tarihi: 15.01.1981. 16.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[6] Kentsa Sitesi: Fatiha Mahallesi, Sultan Murat Cad. Alikahya-İzmit, http://www.kentsasitesi.com/.
[7] Arasta Park AVM: Yahya Kaptan Mahallesi [YKM], İzmit. http://www.kocaelide.com/news.php?id=2359.
[8] Kahve Dünyası: Altınkılıçlar Kahve-Kakao Ürünleri Tic. & San. Yahya Kaptan Mahallesi [YKM] Arasta Park AVM, Zemin Kat, No: 8, Tel: +90-262-311 21 88, İzmit.
[9] Ahmed Cevdet Paşa [26 Mart 1822, Lofça - 1895, İstanbul]: Osmanlı Devleti'nde on dokuzuncu asırda yetişen büyük devlet ve bilim adamı. Mecelle'yi kaleme alarak İslam Hukuku’nu sağlam bir dille kitaplaştıran kişi. Babası Lofça İdare Meclisi azasından İsmail Ağa'dır. İlk tahsilini Lofça’da yaptı. Yaradılıştan zeki ve kabiliyetli olduğu gibi, pek de çalışkandı. Dedesinin yardımı ile 1839 yılında İstanbul’a geldi. Medrese tahsiline başladı. Bu arada, matematik, astronomi, tarih ve coğrafya gibi ilimlerle de uğraşarak kültürünü artırdı. O zaman çok meşhur olan Murad Molla Tekkesi’ne tatil günleri giderek Farisi öğrendi ve Mevlana’nın Mesnevi’sini bitirdi. Divançe’sinde bulunan şiirlerin çoğunu bu tekkeye devam ettiği sırada yazdı. 1844’te 22 yaşındayken Çanat payesi ile Rumeli kaleminde kadı oldu. 1845 yılında müderris olarak İstanbul camilerinde ders vermek hakkını elde etti. 13 Ağustos 1850’de Meclis-i Maarif azalığı ile birlikte Dar-ül-Muallimin [Öğretmen Okulu] müdürlüğüne getirildi. Bu mektebi kısa zamanda ıslah ederek, mektebe giriş ve imtihan usullerini yönetmeliklerle tespit etti. Encümen-i Daniş’e [Osmanlı Akademisi] 1851’de asli üye seçildi. "Tarih-i Cevdet" adıyla şöhret bulan kıymetli eserinin üç cildini 1854 yılında bitirip Sultan Abdülmecit'e sundu. Eseri çok beğenen Sultan, rütbesini yükseltti. Bir sene sonra da devletin resmi tarihçisi oldu. Osmanlı Devletinin kanunlarını yapacak olan Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye'ye 1861 yılında üye tayin edildi. 1866 yılında ilmiye sınıfından vezirliğe geçti. Halep vilayetine vali tayin edildi. Bir müddet orada kaldıktan sonra yeni kurulan Divan-ı Ahkam-ı Adliye'ye başkan tayin edildi. Bu vazifede çok faydalı işler gördü; memleketin adliye ve hukuk sistemini devrin ihtiyaçlarına göre düzenlemeye çalıştı. Ali Paşa, Fransız Medeni Kanunu’nun tercüme edilerek Osmanlı Devletinde tatbik edilmesi gerektiğini ileri sürüyordu. Buna karşı Ahmed Cevdet Paşa ve aynı düşüncede olanlar, İslam Hukuku’nun zengin ve tatbik edilmiş en kuvvetli dalı olan Hanefi Fıkhı’nın sistematik hale getirilerek kanunlaştırılması fikrini müdafaa ediyorlardı. Bu ikinci yani, Ahmed Cevdet Paşa ve arkadaşlarının fikirlerinin tatbiki için 'Mecelle Cemiyeti' adıyla ilmi bir heyet toplandı. Memleketin en kıymetli hukuk alimlerinin iştirak ettiği bu meclis, Kur’an-ı Kerim'in hükümlerini kanun şekline sokup, bütün milletlerin kıymet verdiği Mecelle adındaki kitabı hazırlayarak, büyük hizmet etti. Cevdet Paşa, 1879 yılında Maarif Nazırlığı’na tayin edildi. Sonra da, çeşitli valiliklerde, Adliye, Maarif, Dahiliye, Ticaret nazırlıklarında bulundu. Padişah’ın hususi encümenlerine iştirak etti. 26 Mart 1895’te vefat etti. Naaşı, Fatih Camii bahçesine defnedildi. Ahmet Cevdet Paşa, ilk Türk kadın romancı olarak tanınan Fatma Aliye Hanım'ın babasıdır. Tarih-i Cevdet: 12 cilttir. Osmanlı Devleti'nin 1774-1825 seneleri arasındaki tarihini anlatır. 1) Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa: 12 kısımdır. Cevdet Paşa'nın en tanınmış eseridir. Âdem'den itibaren birçok peygamberin, İslam halifelerinin, İkinci Murad’a kadar Osmanlı padişahlarının tarihinden bahseder. 2) Tezakir-i Cevdet: Devrinin siyasi, içtimai, ahlaki cephesini anlatmıştır. 3) Ma’ruzat: Sultan İkinci Abdülhamid’e 1839-1876 yılları arasındaki tarihi ve siyasi hadiseleri takdim etmek için hazırlanmıştır. 4) Mecelle: Ahmed Cevdet Paşa başkanlığında bir hey’et tarafından hazırlanmıştır. 5) Divançe-i Cevdet: Gençliğinde yazdığı şiirleri, Sultan İkinci Abdülhamid’in emriyle bu kitapta toplamıştır. 6) Kavaid-i Osmaniye: Fuad Paşayla birlikte yazdığı dil bilgisi kitabıdır. 7) Ayrıca Belagat-ı Osmaniye - Kavaid-i Türkiye, Takvim-ül Edvar-Miyar-ı Sedad, Adab-ı Sedat fi-İlm-il-Adab, Hülasatül Beyan fi-Te’lifi’l -Kur’an, Asar-ı Ahd-i Hamidi, Hilye-i Seadet, Ma’lumat-ı Nafia adlı eserleri çeşitli mevzulardan bahsetmektedir. [Teşekkürler: Wikipedia.Org, 18.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[10] Gaziantep [Halk arasındaki eski adıyla Antep]: Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Akdeniz Bölgesi arasında bulunan aynı adlı ilin merkez şehridir. Gaziantep'in bilinen en eski adı Romalılar tarafından verilen Antiochia ad Taurum'dur. "Antiochia ad Taurum", Latince "Toroslar'ın karşısındaki Antakya" anlamına gelir. Daha sonra şehri ele geçiren Araplar şehre Ayıntap demiştir. Ayıntap adının kökenine ilişkin rivayetlerden birkaçı; 1) Ayıntap ismi, Hitit dilinde "han toprağı" anlamına gelen "Hantap"tan türemiştir. Bu ad söylene söylene Ayıntap olmuştur. 2) Ayıntap, Farsça pınarı bol anlamına gelir. 3) Ayın, Arapça göz, tap ise pınar anlamına gelir. Yani Ayıntap Arapça pınarın gözü anlamına gelir. 4) Ayıntap, adını eskiden bu yörede yaşamış bir kral olan Ayni'den almıştır. 5) Ayıntap adı parlayan şehir anlamına gelir. Ancak bu rivayetlerden hiç birinin doğruluğu kesin değildir. Ayıntap adı zaman içinde Antep, Entep ve Antap gibi değişik haller alır. Bu adlardan en yaygını Antep'tir. 1921'de (Antep Savunması'ndan sonra) çıkarılan bir yasa ile Antep'e Gazi ünvanı verilir. [Teşekkürler: Wikipedia.Org, 18.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[11] İlayda Fıstık Center: [Gaziantepe Özgü Yerli Mahsüller. Not: Telefonla Sipariş Alınır. Türkiye’nin Her Yerine 1 Günde Gönderilir.] Mehmet Ali Erleblebici. Şekeroğlu Mah. Eski Saray Cad. Alüdevle Sok. No: 2/A [Söylemez Pasajı Karşısı], Gaziantep. Tel: +90-342-220 87 86, GSM: +90-536-295 53 15. [18.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[12] CHP’li Aydın Belediyesi araç göndermeyince, bu defa AKP’li Sultanhisar Belediyesi’nden itfaiye aracı istendi. Olaylar üzerine parti il binasına gelen MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Vali Hüseyin Avni Coş’un suç işlediğini ve kamu gücünü yanlı kullandığını belirtti, “Eşkıya gibi gecenin yarısında bir siyasi partinin camına çıkılmaz. Savcının, hâkimin kararı olmadan bu uygulamalar yanlıştır. Pankartı indirmek için gelen belediye itfaiye aracının görev kâğıdı bile yok. Gündüz nöbetçi savcıyı arıyorlar, nöbetçi savcı bunun bir suç olmadığını söylüyor. Vali’nin baskısı ile polis, Kabahatlar Kanunu’na göre pankartı indirmeye çalışıyormuş” dedi. Meydanda güvenlik şeridi oluşturan yaklaşık 500 polise, “Kendisine ve yüreğine yakıştıran bir delikanlı varsa, çıkıp o pankartı indirsin” diye seslenen Uzunırmak, polisi kanunsuz kullananların kanun önünde hesap vereceklerini söyledi. Ancak uzun süren bekleyişin ardından AK Partili Sultanhisar Belediyesi’nin gönderdiği itfaiye aracı ile pankart indirildi. Pankartın indirilmesi sırasında, partililer, hükümet ve Başbakan aleyhine slogan attı. Partililer, bir süre sonra olaysız bir şekilde dağıldı. MHP Aydın İl Başkanlığı’ndaki pankartın indirilmek istenmesi üzerine gelen polis ekipleriyle partililer arasında arbede çıktı. Bunun üzerine yaklaşık 500 çevik kuvvet polisi ve bir panzer olay yerine sevk edilerek, sıkı güvenlik önlemi alındı. MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, pankartı indirten Vali Hüseyin Avni Coş’u ağır sözlerle eleştirdi. MHP Aydın İl Başkanı Hasan Muti, “Sen açıldıkça analarımız ağlıyor” pankartının kanunsuz bir uygulamayla indirildiğini ileri sürerek, Aydın Valiliği, Aydın Emniyet Müdürlüğü ve Sultanhisar Belediye Başkanlığı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Pankartın polislere verilen sözlü talimatla kaldırıldığını söyleyen Muti, bu tavrın siyasi olduğunu söyledi. Devletin kurumlarının siyasete alet edilmesini protesto eden Muti, Söke İlçe binasına asılan aynı pankartın önceki gece saat 01.00’de polisler tarafından parçalandığını söyledi. Hasan Muti, “Görgü tanıkları var. Parti binamızın çevresinde bulunan kameralardaki görüntülerde bunu tespit edersek, Söke İlçe Emniyet Müdürlüğü hakkında da suç duyurusunda bulunacağız” dedi. [Teşekkürler: Hürriyet Gazetesi, 18.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].
[13] Zekeriya Ünal [Cam Adam]: Kanal D TV, Okan Bayülgen’in programına çıkarttığı 22 yaşında, harika bir genç. Anlattığı konuları dinlemekten büyük zevk alacaksınız. Kendi Web Sayfası var: www.zekeriyaunal.com. [Teşekkürler: Okan Bayülgen ve “Cam Adam” Zekeriya Ünal, 18.07.2010, Erkan Kiraz’ın Günlükleri, Alikahya-İzmit].