Üst İstasyon Caddesi I
Yazım Tarihi; 06 Ekim 2004 Cumartesi, Şirintepe-İzmit, Yayın Tarihi;
Yazım Tarihi; 06 Ekim 2004 Cumartesi, Şirintepe-İzmit, Yayın Tarihi;
Üst İstasyon Caddesi diye tanımladığım yer D-100 ile Merkez Camii arasında kalan caddedir. Adını Derince İstasyonu’ndan alır. Eski Çarşı dediğimiz caddenin ilk adıdır. Haydarpaşa-İzmit Demiryolu Hattı’nın 1873 yılında yapılmasından ve Derince Limanı’nın 1904’de tamamlanmasından sonra Derince biçimlenmeye başlamış. Beldeye yeni sokaklar ve caddeler eklendikçe onlara yeni adlar verilmiş. İstasyon Caddesi belki Derince’nin ilk göz ağrısı. İlk sevdası. İstasyon Oteli, İstasyon Parkı ve İstasyon Camisi. Bu cadde Ankara Şosesi (D-100) 1950’lerde geçmeden önce Merkez Camisi’ne dek uzanıyormuş.
Ben Üst İstasyon Caddesi ve çevresinden söz edeceğim. Yani D-100’ün kuzey tarafında kalan alandan. Ama iki bölüm halinde. İlkin bir değerlendirme yapacağım. Göndermeler. Anımsatmalar. Belleklerimizi zorlamalar. Görüşler dillendireceğim. Bir şeylere sahip çıkmamız gerektiğinden söz edeceğim. Ardından Üst İstasyon Caddesi çevresinden söz edeceğim. Olaylardan, yaşamlardan, olgulardan, esnaflardan ve bireylerden. Kuruluşlardan.
Geçit. Atarabaları Durağı, Kamyonet Durağı, Hacı Veli Toplu’nun evi. “Ormancı Kemal”in Tomruk Deposu, Ziya Koyunlu’nun Kıraathanesi, Hızır Gençtürk’ün Saray Sineması, Yüksel Dürge’nin Yüksel Sineması, “Çinici” Hızır, “Marangoz” Zengin, yanındaki Berber Dükkanı, Derince Eczanesi ve Kasap Ali’nin dükkanı gibi.
Şimdilerde İstasyon Oteli yok artık. İstasyon Parkı, Zübeyde Hanım Parkı’na dönüştürüldü. İçine beton yapılar konduruldu. Ağaçlar ve yeşillik sağlayan süs bitkileri budandı. Geriye bugünkü birkaç ağaçtan ibaret yer kaldı. Orada benim gibi bir çok tatlı anısı olanların geçmişleri bir çırpıda ellerinden alınıverdi. İstasyon Caddesi de Hafız Hasan Yılmaz Caddesi yapılıverdi. Geriye ne kaldı! Bereket İstasyon Camisi hala varlığını koruyor. Yakında onun da adı değiştirilmez umarım.
Biz değişiklikler pek severiz. Sürekli yıkarız. Yaparız. Değiştiririz. Kalıcı olanı pek sevmeyiz. Zaten kalıcı olan, uzun soluklu bir düşüncemiz de pek yoktur. Bugün bir yere 10 senelik ömrü olan bir yapıyı 10 senede yapar, ardından “ihtiyaçlara yetmiyor” diye yanına bir yeni yapı dikeriz. Olmadı öte kıyısına bilmem kaç katlı başka bir yapı.
Pirireis İlkokulu’nun yerinde şimdi Sabancı Ortakları ve Çalışanları İlköğretim Okulu var. Hemen batı köşesinde ise Pirireis adında iki katlı bir yapı. Hemen doğusunda ise bir zamanların Derince Ortaokulu’nun yerinde Derince Lisesi. Çenedere ile Derince Lisesi kıyısına ite kata iliştirilen Yeşil Cami. İlk zamanlar bu alanda ne varmış! Subay Mahallesi Mezarlığı, Habip Dayı’nın baraka evi ve Derince’nin Çöplüğü!
Turgutreis İlkokulu’nun tek katlı yapısının yanında şimdilerde çok katlı okul yapısı yükseliyor. Cumhuriyet İlkokulu nerede? Ya Derince Merkez Parkı’nın nerede olduğunu bilen anımsayan var mı! Hani Derince İtfaiyesi ile Çenesuyu Çeşmeleri! Ulu Akasya Ağaçları ve Çınarlar nerede? Biz geçmişimize ve değerlerimize ne zaman sahip çıkacağız acaba!
Derince’de 1873’den beri insan hareketleri var. Müslüman, Hıristiyan bir çok kişi Derince’de ölmüş. Bir yerlere gömülmüş. Harf devrimine dek tüm mezar taşları Osmanlıca yazılıyor. Hatta Derince’de liman yapımı, Ağ Manialar’ın, siloların, Travers Enjekte Fabrikası ve Elektrik Trafosu’nun kurulması için gelen yabancı elemanlardan, yabancı askerlerden ölenler olmuş ve Derince’ye gömülmüşler. 1930’lara dek ölenlerin mezar taşları Osmanlıca. Derince’de Osmanlıca yazılı mezar taşı olan mezar var mı! Bunlar bizim geçmişte buralarda yaşadığımızın “Kimlik Belgeleri”miz. Elle tutulur kayıtlarımız. Atalarımızın, dedelerimizin buralarda yaşadıklarının somut kanıtları. Hani nerede bizim “Kimlik Belgelerimiz”? Hani nerede Eski Mezarlıklar, Mezar Taşlarımız!
İzmit İmam Hatip Lisesi ile Mimar Sinan Lisesi ve Devlet Hastanesi eski mezarlıklar üzerinde yükseliyor. Fevziye Camisi doğusunda yer alan mezarlar Namazgah’a taşınmış. Caminin dört bir yanından yol geçirilmiş. Pertev Paşa Külliyesi Kervansarayının yerinde koskoca yapılar yükseliyor. Hamamı ise bir kalıntı biçiminde park olmuş. Derince de aynı yolu izliyor. İlkin Subay Mahallesi Mezarlığı yok edilmişti. Merkez Parkı yok olmak üzere. Cumhuriyet İlkokulu artık yok. Sırada Eski Mezarlık olabilir. Onu da kaldırır yerine iğreti bir tesis yaparız. Olur biter. “Yıkmayıp da ne yapacağız” değil mi!
Derince’ye hizmet etmiş, katkı sağlamış kişiler de elbette çok değerliler. Yerleri doldurulmaz kişiler yaşamış Derince’de. Adları yaşamalı. Yaşatılmalı. Derince sürekli büyüyor. Yeni sokaklar ve yeni caddeler. Parklar, alanlar ve yapılar ekleniyor her gün. Değerli gördüklerimizin adlarını bu yeni semtlere vermekte hiçbir sakınca yok. Ama “Kimlik Belgelerimiz”i de hoyratça tüketip kendi ellerimizle yok etmemizin de açıklaması yok. Mazeret ve özrü ise hiç yok.
Benim için olduğu gibi birçoklarımız için İstasyon Caddesi var. Yaşıyor. Yaşamaya da devam edecek. Adlarını kağıt üzerinde değiştirsek de bir çok yer eski adıyla varlığını sürdürecek. Kaynak, Makasbaşı, Eskiyol, Köşk, Yanıklı, Domuzderesi, Yörük Mahallesi, Harmantarala, Bahriye, Manalar, Topallar ve bir sürü semt, mahalle ve yapı adı.
Altınova’da Soğuksu diye bir yer sorarsanız yüzünüze garipçe bakarlar. Onlar Ayazma olarak bilirler. Akmeşe’den sonra tabelada adı yazılı olan yere, “Kaymaz’a nasıl giderim” diye sorarsanız size kimse tarif edemez gideceğiniz yeri. Onlar Araman olarak bilirler. Karabat. Buda Karaabdülbaki’nin adıdır. İzmit’te dernek kuran Avcıköylüler de derneklerinin adını Merdigöz koyarlar. Benim için de İstasyon Caddesi asla Hafız Hasan Caddesi olamaz. Hocamı bizzat bilir ve tanırım. Belki emeği de geçmiştir bana. Ama adı bir başka yerde olmalı. Büyüyüp yetiştiğim Tarla ya da Topçular Mevkii neden Yavuz Sultan Selim Mahallesi adını alsın ki!
Günümüzde yaptıklarımızı atalarımız Osmanlılar dahi yapmamış. Fetihçi olmalarına rağmen. Yeni yerleri fethetmişler ama adlarını korumuşlar. Sadece dillerine uyumlu biçime sokmuşlar. Diapolis’e Akçaşehir/Akçakoca demişler. Heraklia, Ereğli olmuş. Tümden adlarını değiştirdikleri de olmuş. Karamürsel gibi. Nikomedya adının başına Rumca’dan ön ek olan “İs” eklenerek İsnikomed’den İzmit’e dönüşmüş zamanla. Ama bölgemizi fetheden Akçakoca’nın adını yaşatmak için İzmit İlbaylığı, Sancak ya da Liva’sına Koca Eli ya da Koca İli demişler.
Biz çevremizi çok severiz. Hele değerlerimizi! Gözümüz gibi koruruz onları. Temizlik imandandır deriz. Giysilerimiz pak, evlerimiz pırıl pırıldır. Ayakkabılarımızı çıkartırız kutsal saydığımız yerlere girerken. Derelerimiz tertemizdir. İlaç niyetine bir çöp bulmazsınız dere yataklarında. Şayet varsa onları bizi sevmeyen düşmanlarımız kasten atmışlardır. Derelerimizin çevresinde var olan Çınar ağaçları, belli alanlardaki Ihlamur, Akasya, Meşe ve Karaçalı benzeri ağaçların yaşları neredeyse 100 senedir. Ama bu ağaçlar sadece Derince Limanı, Travers Fabrikası, Deniz Birliği ve Asker Hastanesi alanı içerisindedir.
İbadet yerlerinin dört bir yanından sokak ve cadde geçmez. Altları ya da yanlarında dükkanlar yoktur. Binek araba ya da kamyonlar kutsal mekanların çevresinde asla park etmezler. Oralar ibadet yerlerimizdir. Ama bu ibadet yerleri Kadıköy’deki Aya Triad Kilisesi’dir. Ya da Çengelköy’deki Aya Pandeleymon Ayazma Kilisesi. Bize ait koruyabildiğimiz ise, sadece Gebze’deki Çoban Mustafapaşa Külliyesi ve İzmit’teki Pertev Paşa Külliyesi’nden geriye zar zor kalabilmiş iç avlusu ile Yenicuma Camisi’dir.
Ayrıntısından daha sonra söz edeceğim Üst İstasyon Caddesi ve çevresi hakkında destek sağlayan saygıdeğer ağabeyim Ali Kızılkaya ve değerli mahdumu Hüseyin Kızılkaya’ya, ömrünü Derince’de geçirmiş ve ona pek çok emek vermiş, pek kıymetli dostum Reşat Keçeci’ye ve kıymetli Ferit Toplu’ya şükran ve teşekkürlerimi sunarım.
Ben Üst İstasyon Caddesi ve çevresinden söz edeceğim. Yani D-100’ün kuzey tarafında kalan alandan. Ama iki bölüm halinde. İlkin bir değerlendirme yapacağım. Göndermeler. Anımsatmalar. Belleklerimizi zorlamalar. Görüşler dillendireceğim. Bir şeylere sahip çıkmamız gerektiğinden söz edeceğim. Ardından Üst İstasyon Caddesi çevresinden söz edeceğim. Olaylardan, yaşamlardan, olgulardan, esnaflardan ve bireylerden. Kuruluşlardan.
Geçit. Atarabaları Durağı, Kamyonet Durağı, Hacı Veli Toplu’nun evi. “Ormancı Kemal”in Tomruk Deposu, Ziya Koyunlu’nun Kıraathanesi, Hızır Gençtürk’ün Saray Sineması, Yüksel Dürge’nin Yüksel Sineması, “Çinici” Hızır, “Marangoz” Zengin, yanındaki Berber Dükkanı, Derince Eczanesi ve Kasap Ali’nin dükkanı gibi.
Şimdilerde İstasyon Oteli yok artık. İstasyon Parkı, Zübeyde Hanım Parkı’na dönüştürüldü. İçine beton yapılar konduruldu. Ağaçlar ve yeşillik sağlayan süs bitkileri budandı. Geriye bugünkü birkaç ağaçtan ibaret yer kaldı. Orada benim gibi bir çok tatlı anısı olanların geçmişleri bir çırpıda ellerinden alınıverdi. İstasyon Caddesi de Hafız Hasan Yılmaz Caddesi yapılıverdi. Geriye ne kaldı! Bereket İstasyon Camisi hala varlığını koruyor. Yakında onun da adı değiştirilmez umarım.
Biz değişiklikler pek severiz. Sürekli yıkarız. Yaparız. Değiştiririz. Kalıcı olanı pek sevmeyiz. Zaten kalıcı olan, uzun soluklu bir düşüncemiz de pek yoktur. Bugün bir yere 10 senelik ömrü olan bir yapıyı 10 senede yapar, ardından “ihtiyaçlara yetmiyor” diye yanına bir yeni yapı dikeriz. Olmadı öte kıyısına bilmem kaç katlı başka bir yapı.
Pirireis İlkokulu’nun yerinde şimdi Sabancı Ortakları ve Çalışanları İlköğretim Okulu var. Hemen batı köşesinde ise Pirireis adında iki katlı bir yapı. Hemen doğusunda ise bir zamanların Derince Ortaokulu’nun yerinde Derince Lisesi. Çenedere ile Derince Lisesi kıyısına ite kata iliştirilen Yeşil Cami. İlk zamanlar bu alanda ne varmış! Subay Mahallesi Mezarlığı, Habip Dayı’nın baraka evi ve Derince’nin Çöplüğü!
Turgutreis İlkokulu’nun tek katlı yapısının yanında şimdilerde çok katlı okul yapısı yükseliyor. Cumhuriyet İlkokulu nerede? Ya Derince Merkez Parkı’nın nerede olduğunu bilen anımsayan var mı! Hani Derince İtfaiyesi ile Çenesuyu Çeşmeleri! Ulu Akasya Ağaçları ve Çınarlar nerede? Biz geçmişimize ve değerlerimize ne zaman sahip çıkacağız acaba!
Derince’de 1873’den beri insan hareketleri var. Müslüman, Hıristiyan bir çok kişi Derince’de ölmüş. Bir yerlere gömülmüş. Harf devrimine dek tüm mezar taşları Osmanlıca yazılıyor. Hatta Derince’de liman yapımı, Ağ Manialar’ın, siloların, Travers Enjekte Fabrikası ve Elektrik Trafosu’nun kurulması için gelen yabancı elemanlardan, yabancı askerlerden ölenler olmuş ve Derince’ye gömülmüşler. 1930’lara dek ölenlerin mezar taşları Osmanlıca. Derince’de Osmanlıca yazılı mezar taşı olan mezar var mı! Bunlar bizim geçmişte buralarda yaşadığımızın “Kimlik Belgeleri”miz. Elle tutulur kayıtlarımız. Atalarımızın, dedelerimizin buralarda yaşadıklarının somut kanıtları. Hani nerede bizim “Kimlik Belgelerimiz”? Hani nerede Eski Mezarlıklar, Mezar Taşlarımız!
İzmit İmam Hatip Lisesi ile Mimar Sinan Lisesi ve Devlet Hastanesi eski mezarlıklar üzerinde yükseliyor. Fevziye Camisi doğusunda yer alan mezarlar Namazgah’a taşınmış. Caminin dört bir yanından yol geçirilmiş. Pertev Paşa Külliyesi Kervansarayının yerinde koskoca yapılar yükseliyor. Hamamı ise bir kalıntı biçiminde park olmuş. Derince de aynı yolu izliyor. İlkin Subay Mahallesi Mezarlığı yok edilmişti. Merkez Parkı yok olmak üzere. Cumhuriyet İlkokulu artık yok. Sırada Eski Mezarlık olabilir. Onu da kaldırır yerine iğreti bir tesis yaparız. Olur biter. “Yıkmayıp da ne yapacağız” değil mi!
Derince’ye hizmet etmiş, katkı sağlamış kişiler de elbette çok değerliler. Yerleri doldurulmaz kişiler yaşamış Derince’de. Adları yaşamalı. Yaşatılmalı. Derince sürekli büyüyor. Yeni sokaklar ve yeni caddeler. Parklar, alanlar ve yapılar ekleniyor her gün. Değerli gördüklerimizin adlarını bu yeni semtlere vermekte hiçbir sakınca yok. Ama “Kimlik Belgelerimiz”i de hoyratça tüketip kendi ellerimizle yok etmemizin de açıklaması yok. Mazeret ve özrü ise hiç yok.
Benim için olduğu gibi birçoklarımız için İstasyon Caddesi var. Yaşıyor. Yaşamaya da devam edecek. Adlarını kağıt üzerinde değiştirsek de bir çok yer eski adıyla varlığını sürdürecek. Kaynak, Makasbaşı, Eskiyol, Köşk, Yanıklı, Domuzderesi, Yörük Mahallesi, Harmantarala, Bahriye, Manalar, Topallar ve bir sürü semt, mahalle ve yapı adı.
Altınova’da Soğuksu diye bir yer sorarsanız yüzünüze garipçe bakarlar. Onlar Ayazma olarak bilirler. Akmeşe’den sonra tabelada adı yazılı olan yere, “Kaymaz’a nasıl giderim” diye sorarsanız size kimse tarif edemez gideceğiniz yeri. Onlar Araman olarak bilirler. Karabat. Buda Karaabdülbaki’nin adıdır. İzmit’te dernek kuran Avcıköylüler de derneklerinin adını Merdigöz koyarlar. Benim için de İstasyon Caddesi asla Hafız Hasan Caddesi olamaz. Hocamı bizzat bilir ve tanırım. Belki emeği de geçmiştir bana. Ama adı bir başka yerde olmalı. Büyüyüp yetiştiğim Tarla ya da Topçular Mevkii neden Yavuz Sultan Selim Mahallesi adını alsın ki!
Günümüzde yaptıklarımızı atalarımız Osmanlılar dahi yapmamış. Fetihçi olmalarına rağmen. Yeni yerleri fethetmişler ama adlarını korumuşlar. Sadece dillerine uyumlu biçime sokmuşlar. Diapolis’e Akçaşehir/Akçakoca demişler. Heraklia, Ereğli olmuş. Tümden adlarını değiştirdikleri de olmuş. Karamürsel gibi. Nikomedya adının başına Rumca’dan ön ek olan “İs” eklenerek İsnikomed’den İzmit’e dönüşmüş zamanla. Ama bölgemizi fetheden Akçakoca’nın adını yaşatmak için İzmit İlbaylığı, Sancak ya da Liva’sına Koca Eli ya da Koca İli demişler.
Biz çevremizi çok severiz. Hele değerlerimizi! Gözümüz gibi koruruz onları. Temizlik imandandır deriz. Giysilerimiz pak, evlerimiz pırıl pırıldır. Ayakkabılarımızı çıkartırız kutsal saydığımız yerlere girerken. Derelerimiz tertemizdir. İlaç niyetine bir çöp bulmazsınız dere yataklarında. Şayet varsa onları bizi sevmeyen düşmanlarımız kasten atmışlardır. Derelerimizin çevresinde var olan Çınar ağaçları, belli alanlardaki Ihlamur, Akasya, Meşe ve Karaçalı benzeri ağaçların yaşları neredeyse 100 senedir. Ama bu ağaçlar sadece Derince Limanı, Travers Fabrikası, Deniz Birliği ve Asker Hastanesi alanı içerisindedir.
İbadet yerlerinin dört bir yanından sokak ve cadde geçmez. Altları ya da yanlarında dükkanlar yoktur. Binek araba ya da kamyonlar kutsal mekanların çevresinde asla park etmezler. Oralar ibadet yerlerimizdir. Ama bu ibadet yerleri Kadıköy’deki Aya Triad Kilisesi’dir. Ya da Çengelköy’deki Aya Pandeleymon Ayazma Kilisesi. Bize ait koruyabildiğimiz ise, sadece Gebze’deki Çoban Mustafapaşa Külliyesi ve İzmit’teki Pertev Paşa Külliyesi’nden geriye zar zor kalabilmiş iç avlusu ile Yenicuma Camisi’dir.
Ayrıntısından daha sonra söz edeceğim Üst İstasyon Caddesi ve çevresi hakkında destek sağlayan saygıdeğer ağabeyim Ali Kızılkaya ve değerli mahdumu Hüseyin Kızılkaya’ya, ömrünü Derince’de geçirmiş ve ona pek çok emek vermiş, pek kıymetli dostum Reşat Keçeci’ye ve kıymetli Ferit Toplu’ya şükran ve teşekkürlerimi sunarım.
Lütfen sizler de destek sağlayın. Anılarınızı, bilgilerinizi ve varsa belge, resim ve Derince’ye ait referansları benimle paylaşın. Semt semt anlatmaya çalıştığım Derince’nin diğer sokak, mahalle, yer ve olayları hakkında söyleşiler yapmak istiyorum. Dinlemek, notlar almak ve anlatılanları derleyip kayda geçmek istiyorum. Lütfen katkılarınızı Derince’den esirgemeyin.
© Copyright Hakkı Erkan Kiraz’a Aittir. Tüm Hakları Saklıdır. Bu yazı ancak kaleme alanın önceden yazılı izni alınarak tekrar yayınlanabilir ya da dağıtılabilir. © Copyrighted to Erkan Kiraz. All Rights Reserved. This study may be re-copied or re-distributed only with prior consent of its Author. Written & Edited By Erkan Kiraz erkankiraz@yahoo.com on various dates.
Access Info; Erkan KIRAZ; Work Address; Import & Export Expert, Toyota Otomotiv Türkiye A.S. P.K.161, Adapazari, Nehirkent 54000, Turkey. Tel: +90-264-295 10 82 Direct, Fax: +90-264-295 00 82, erkan.kiraz@toyotatr.com Home Address; Kentsa Sitesi. A15, D: 1, Alikahya-Izmit, Turkey. Home Tel; +90-262- 319 41 00, GSM; +90-532-613 31 02, E-Mails; erkankiraz@yahoo.com, erkankiraz-41@hotmail.com, URLs; http://www.mtuncel.com, http://www.gezinotlari.net, http://erkankiraz.blogspot.com, http://erkankiraz.multiply.com/, http://www.panoramio.com/user/2404315.
Access Info; Erkan KIRAZ; Work Address; Import & Export Expert, Toyota Otomotiv Türkiye A.S. P.K.161, Adapazari, Nehirkent 54000, Turkey. Tel: +90-264-295 10 82 Direct, Fax: +90-264-295 00 82, erkan.kiraz@toyotatr.com Home Address; Kentsa Sitesi. A15, D: 1, Alikahya-Izmit, Turkey. Home Tel; +90-262- 319 41 00, GSM; +90-532-613 31 02, E-Mails; erkankiraz@yahoo.com, erkankiraz-41@hotmail.com, URLs; http://www.mtuncel.com, http://www.gezinotlari.net, http://erkankiraz.blogspot.com, http://erkankiraz.multiply.com/, http://www.panoramio.com/user/2404315.